Dün nihayet şeytanın bacağını kırdım ve akşam yogamı yaptım. Hem Kadir gecesi hem de kuzey yarımkürede en uzun gün birleşince bana da bir güç geldi. Bir de bey ile yeni bir karar aldık. Artık en son yemeğimizi saat 13:00 ila 14: 00 arasındaki dilimde yiyeceğiz. Sonra da yatmadan önce bir kupa miso çorbası içeceğiz o kadar. Bu sayede öğleden sonraları hem yazı faaliyetlerim hem de yoga için kesintisiz beş-altı saatlik bir alana dönüştü.
Dün akşam sandım ki yoga sonrası derin bir huşu alemine dalacağım ve oradan hiç çıkmak gelmeyecek içimden. Ölenlerin ruhlarına huzur, yaşayanların ömürlerine bolluk, bereket, sevgi ihsan etmesi, beni ve yakınlarımı (bu liste hocalarım, öğrencilerim, ailem, dostlarım ve tüm sevdiklerim olarak uzuyor) kazalardan belalardan hastalıklardan ırak tutması için tanrıya uzun uzun dua edeceğim. Bilmem gereken bir şey var mı diye soracağım. Cevabını bekleyeceğim. Çünkü huşu içinde biten seanslarında böyle olur. Ama dün akşam yogamı da yaptım diye pek…
View original post 331 kelime daha