Pastayı Yemek

Bu bir 8 Mart Kadınlar Yazısıdır

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne Gotland Adası’ndaki bir yazar evinde giriyorum. Baltic Center for Writers and Translators’da tek başıma geçireceğim iki haftayı kendimi 50. Yaş hediyesi olarak verdim. Yılın devamında da sık sık evden uzakta kalacağını bilen bir kadın için bu hakkı kendinde görmek ve ev halkına anlatmak (tam olarak izin istemek olduğunu söylemem, belki rızalarını almak diyebiliriz) zordu. Birçok kadının tam burada vazgeçeceğini tahmin ediyorum. Yuvasından, çocuğundan, kedisinden, kocasından, baktığı hastalardan uzaklaşmak suretiyle tek başına seyahat olayı biz kadınlara altın tepside sunulan bir pasta değil. Hangi yaşta olursak olalım.

Alıp başını gitme ayrıcalığına sadece bekar/boşanmış/çocuksuz/dul kadınların sahip olduğunu düşünüyoruz. Feminist bilincime ve donanımıma rağmen ben bile hem sağlam/ doyurucu bir evliliğin içinde olacaksın hem de dilediğin zaman dilediğin yerde yazmaya/yogaya/ gezmeye gideceksin önermelerini yan yana koymakta zorlanıyordum.

Gotland Adası’danki iki haftamda bana Ursula K. Le Guin eşlik etti. Romanlarına daima belli bir mesafeden baktığım Portland’lı hemşerim bu defa kurgu dışı eserleriyle beni benden aldı. Tamamen okumaya ve yazmaya ayrılmış iki haftalık yazar evi yaşamımda Le Guin’in dört kitabını birden okumaya koyuldum- Visby halk kütüphanesi sağ olsun. (Space Crone, A Wave in the Mind, No Time to Lose ve The Word for World is Forest.)  

Le Guin’in İngilizcede sık sık kullanılan “you can’t eat your cake and have it” deyimiyle ilgili sıkıntısını dile getirdiği makalesini okurken (dinliyordum aslında) kahkaha attım. Benim de hiç anlamadığım bir deyimdir bu. Ama Ursula açıklayınca anladım:

Pastayı hem yiyip hem de saklayamazsın, demeye getiriyor. Ya ye, ya da (sonraya) sakla.

Evli barklı kadınsan alıp başını gidemezsin. Alıp başını gitmek isteyen bir kadınsan evlenmemelisin. Really? Peki ya hem pastamı yiyip hem de sonraya saklamak istiyorsam? Mesela yarısını şimdi yiyip yarısını da buzdolabına koyamaz mıyım? Pekâlâ koyabilirim.

Ursula K. Le Guin’in yazıları kadın yazarın kaygılı varoluşuna ışık tutuyor. (Kimi coğrafyada, zamanda ve yaşlarda var olamayışına.) Soruyor Ursula: Siz erkekler tarafından yazılmış herhangi bir romanda çocuklu ve sempatik bir kadın yazar karakterine tesadüf ettiniz mi? (Aklıma Ian Mc Ewan’ın Dersler romanı geliyor. Ursula’nın ölümünden sonra kaleme alınmış, belki de onun bu makalesinin etkisi altında, ama oradaki kadın yazar da çocuklu olsa da sempatik olmadığı kesin!)

Space Crone’un son sayfasını bu sabah kapattım ve gözlerim yaşardı. Ölümünden sonra yayınlanan bu kitapta Ursula bize şöyle veda etmiş çünkü:

“Elli yaşına varmaktan korkmayın. Atmış yaşına ve hatta yetmişe. Sağlığınız yerindeyse ve geçinebiliyorsanız bunlar çok iyi yıllar olabilir.”

Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun kadınlar ve patriarkal sistem karşısında direnen tüm insanlar. Pastamızı hem yiyip hem de saklayabileceğimiz parlak günler bizim olsun!



“Pastayı Yemek” için 5 cevap

  1. Emel ACAR TEKAÜT Avatar
    Emel ACAR TEKAÜT

    Güzel Defnem😘💚nice yıllara yavrum.🧿👏🏻

    iPhone’umdan gönderildi

    1. Teşekkür ederim sevgili öğretmenim. Hep söylerim, yine söyleyeceğim. Ufkum sizin sayenizde açılmıştır. Ne şanslıyım ki sizin öğrenciniz oldum. Ezberlemedim. Merak ettim. Bize merakı öğrettiniz ve merak sayesinde düşünmeyi. Minnetim sonsuz.

      1. Emel ACAR TEKAÜT Avatar
        Emel ACAR TEKAÜT

        Benim de sana olan sevgim sonsuz güzel kadın💚teşekkür ederim canım benim 🧿

        iPhone’umdan gönderildi

  2. “Hem coregim butun olsun, hem karnim tok olsun, yok oyle” derdi bir arkadasimiz :)Bir karsiligi var yani bizde de

  3. Her zamanki gibi çok güzel.

Emel ACAR TEKAÜT için bir cevap yazın Cevabı iptal et