Her pazartesi oluyor bu böyle. Uyanamıyorum. Alarmı geceden 7’ye kuruyorum. Makul bir saat… Hele ki 10buçuk’da birinci rüya aleminde takılıyor olduğumu düşünürsek.
5 gibi Kokia beni dürtmeye başlıyor, ”hadi kalk” diye. Kaç hafta geçti, pazartesileri ders vermediğimi öğrenemedi bizim bey. Ben huysuzlanıp, külçe gibi yatmayı sürdürdükçe ısrarı kesiyor. Sonra alarm başlıyor. Ben göz kapaklarıma japon yapıştırıcısı sürülmüş gibi yatmayı sürdürüyorum. Ağzım kupkuru ve -duymasın Andrew- sonuna kadar açık. Burun deliklerim hayata küsmüş. Kolum, omzum uyuşmuş. Sonsuza kadar uyumak istiyorum. Kafam bile çalışmaya başlamış ağırdan ama hala uyuyorum. Çok accayip bu pazartesi sabahları.
Diğer sabahlar, 5’de zınk diye ayaktayım. Neşe ile ufak bir kahve hazırlıyor, sabah serinliğini soluya soluya stüdyoya varıyorum. 45 dakika kendi yogamı yapıp, 6:15’de ders vermeye başlıyorum. 7 buçuk’da üzerime sinen tatlı yorgunluğa şifa olsun diye Albina Press’in yolunu tutmuş oluyorum. Hep bisikletimin üzerinde.
Pazartesileri ise başka bir insanım. Ayurveda demiyor mu işte, sabahları 6’yı geçirdiniz mi işiniz bitik diye…Dünya ağır element Kapha etkisi altına giriyor. 6’dan 10’a kadar da orada kalıyor. O arada uyananlar günlerini sersem sürdürmeye mahkumlar. Yaşadığımız zamanlardaki genel sersemliğin nedeni insanların kapha evresinde uyandıkları günlük rutinleridir belki.
Bu sabah da beyaz çarşafları kafama çekmiş, beni bu yataktan kalkmaya ne motive edebilir, diye düşünüyorum. Yoga? Bisiklet? Sabah serinliği? Kahve? Albina Press’de tek başıma bir sabah? Hımmm? Kokia üçüncü rüya aşamasına geri dönmüş. Yatağın ayak ucuna doğru kayıp, oradan aşağı bırakıyorum kendimi.
Sabah serinliği hakkatten pek hoş ama benim pedal basacak hiç halim yok. Kokia’nın kocaman, siyah bir volvosu var. Beni çağırıyor. Nazlanmadan direksiyona geçiyorum.
Ve işte buradayım. Albina Press’de karşınızda. Sağ kolum hala uyuşuk. Kafam da ağır çalışıyor. Yoga da yapmadım. Ama yüzüm bebek gibi valla. Sabah erken uyananlar erken yaşlanırmış diye bir söylenti var. İnanmıyorum tabii de, akşamlara kadar uyuyup da yarı yaşında gösteren bir takım arkadaşları hatırlatıyınca da içime bir kurt düşüyor.
Sizin pazartesiniz bitmek üzere. Benimki ise yeni başlıyor. Gidip bir kahve daha alıyım bari…