Cenazeden Kalanlar

Babamı gömdük.

Ben zannederdim ki insan böyle duygusal bir travma geçirdiğinde etrafında olup bitenin farkında olmaz, bir sis perdesi kaplar her yeri. Hiç de öyle olmuyormuş  Aksine her bir an, her bir söz, her bir kucaklaşma kristal netliğinde insanın benliğine işliyormuş. Kalabalık cenazelerde merhum kişinin ailesi taziyeleri kabul ederken, onca insanla konuşuyor, onca kişiyle sarılışıyor, şimdi o kalabalığa girsem beni kimse farketmez diye düşünürdüm ben eskiden.  Hiç de öyle değilmiş.

Babamın Teşvikiye camiinden kaldırılan cenazesi çok kalabalıktı. Yüzlerce insan gelmiş. Çocukluğumdan beri görmediğim yüzler, bir bakışta acımı anlayan gözler, daima yanımda bildiğim dostlarım, sevgili öğrencilerim ve tanımadığım yüzlerce insan. Her birinin gelip bana sarılmasını istiyorum. Sarılan her ismi zihnim sünger gibi çekiyor, sarılmaya, sarmalanmaya çok ihtiyacım var. Önümden sıra sıra insanlar geçip elimi sıkar, başsağlığı dilerlerken gözlerim sarılabileceğim birilerini arıyor. Kalabalığın arasından bir öğrencimi görürsem ona el ediyorum, gelsin de sarılayım diye, aradan sıraya alıyorum.

Bundan sonra gittiğim cenazelerde kalabalıktan beni kimse farketmez filan demeyeceğim, ölen kişinin yakınına gidip kocaman sarılacağım.

Sonra şu sözler…Başın sağolsun, Nur içinde Yatsın, Allah Rahmet Eylesin. Allahım ne mühimmiş bu sözleri duymak!  İnsanların ağızlarının içine bakıyorum, Başın Sağolsun desinler diye. Anlamından geçtim, başka bir şeylerin sembolü oluyor o söz. Namaste gibi bir şey oluyor. Yüreğindeki acıyı kendi yüreğimden tanıyorum, filan gibi bir anlamı oluyor. En azından benim için. Ve sonra Allah Rahmet Eylesin. Ödüm kopuyor, elimi sıkanlardan, gelip sarılanlardan biri Allah Rahmet eylesin demeyi unutacak, ya da ağzına yakıştırmayacak diye. Söylesin, herkes söylesin istiyorum. Ne kadar çok ağızdan çıkar da havaya karışırsa o söz, babam daha çabuk Allahın rahmetine kavuşacak. Öyle mi değil mi, bilmiyorum. O sırada öyle hissediyorum.

Bundan sonra her cenazede Başın Sağolsun ve Allah Rahmet Eylesin’leri cömertce telaffuz edeceğim.

Sonra mezarlığa gittik. Babam gömülecek. Babam değil ya o, babamın bedeni. Babam gitti kimbilir nerede?  Nereye gittiği insanevladının en katmerli esrarı. Ne bilim, ne din, ne de ermişler verebilir sorumun cevabını. Biz canlılara da zaten bilmemek düşer. Bilsek denge bozulur.  Babam şimdi nerede? Bilmiyorum. Mezarı kazmışlar. Tabutu yaklaştırıyorlar. “Oğlu girsin” diyor kalabalıktan biri. Ben önümdeki adamlara omuz atarak mezarın kenarına kadar geliyorum. İstemiyorlar yaklaşmamı. Biliyorum, kadın kısmı yaklaşmaz. Ben görmek, o ölü bedene yakından bakmak istiyorum. Toprağın altına gömülenin babam olmadığını gözlerimle görmem gerek.  Babam toprağın altına girmek hiç istemezdi. “Yakın beni” derdi. “Küllerimi Bodrum’dan, Boğaz’dan denize saçın”. O beden sen değilsin ki baba. Biz de yakamadık o bedeni zaten. Gelenekselden şaşamadık. Kendi adıma konuşayım en azından, benim o geleneksele ihtiyacım vardı.  Allah Rahmet eylesinleri duymaya, temiz yüzlü duru sesli imamın yanında durup  dua etmeye, sonra ziyaret edeceğim bir mezar taşına…

Neyse dedim ya  sen değilsin ki o beden baba. Gittim mezarın dibine kadar baktım. Beyaz kefene sarmışlar. Ayak bilekleri ve başının tepesinden büzgülü beyaz bir torba. İnsanla alakası yok. Babamla da alakası yok. Tabuttan yavaş yavaş kazdıkları mezara indirecekler. Bir karmaşa. Her kafadan bir ses çıkıyor. “Oğlu girsin” diyor birisi. Selim’i öne itiyorlar. Selim, canım benim, hala çocuk gibi güzel bir genç adam. Çok genç, çok hazırlıksız. Ben girsem diye düşünüyorum mezara. Selim girmesin, ben gireyim. Selim daha çok küçük. Selim inmiş o arada.

Babacığım, o sırada bizi gördün mü bilmiyorum, gülebileceğin bir yerdeysen gülmüşsündür inşallah. Kuzenlerimiz de atladılar mezardan içeri. O cansız gövdenin etrafında bir itiş kakış, bir kargaşa. Ben bu kuzenleri tanımıyorum. İkinci göbekmiş. İki kardeş. İkisi de çok iyi niyetli. İkisi de mezarın içinde olmak istiyorlar, sen çık ben kalayım diyor biri, hayır sen çık ben kalayım diyor diğeri. Senin terk ettiğin dünyevi bedeninin ayak ucunda bunlar itişiyor, baş ucunda Selim duruyor. Ben bir kez daha o kuzenlerin ikisini de mezardan çıkarıp kendim atlamak istiyorum. Temiz yüzlü, duru sesli imamdan çekindiğim için yapmıyorum. Selim baş ucunda, ben ayak ucunda durup yerleştirsek o bedeni daha iyi olurdu sanki Bir de dokunurdum, o cansız şeyin sen olmadığını iyice anlardım. Neyse, sonra Selim’e sordum. Dedim “babam gibi miydi dokunduğun beden?” Alakası yokmuş, kaskatı ve şişmiş bir kere. Sen yumuşak ve sıcaktın, incecik ayak bileklerin yağlı vidalar gibi ekleminde dönerdi. Elektriği kesilmiş o beden sen değilsin belli. Belki ayak bileklerini döndüren elektrik, o nereye gitti? Kaynağına herhalde.

İmamın sesi çok güzel. Güneş çok sıcak. Ben onun yanında ellerimi açtım, o okudu ben dua ettim. Hiç ağlamadım. Kendimi tuttuğumdan değil, içimden gelmedi. Bu dünyanın acıları hakikatı bilmediğimiz için derler ya, o anda bir anlar gibi oldum. Babamın gittiği yeri bilmediğime göre onun için ağlayamazdım. Kendim için ağlamak da o anda içimden gelmedi.

Akşam evde dua oldu. Nasıl sevindim! Herkes gelsin istedim. İstemişim yani. Dua başlayınca fark ettim. Keşke insanlara gelin, muhakkak gelin deseydim. Sordular çünkü, bize ihtiyacın var mı, akşam eve gelelim mi? Nasıl isterseniz, dedim, yol uzun, zahmet etmeyin dedim. Gittiğim bir cenazede bana birisi bu sözleri söylerse, dinlemeyeceğim. Ne olursa olsun, akşam o eve gideceğim. Dua varsa da yoksa da. Bizim bahçeye masalar kurmuşlar, her masada akrabalar, dostlar oturuyor. Ben çölde susuz kalmış gibi, daha çok insan gelsin istiyorum. Yine aynı şey.  Ne kadar çok insan beraber dua edersek babamın ruhu o kadar çabuk huzura erecek.

O ara babamın ruhu huzura eremiyor derdindeyim. Gözüm kapıda, benim arkadaşlarımdan gelenler olunca çok seviniyorum. Bizim masa kalabalıklaşıyor. Kimse ağlamıyor diye de mutluyum. Sakin sakin uğurlayalım babamı. Dua başlarken yerleşiyorum, ben hareketsiz durursam, dinginlik etrafıma da yayılacak. Bunu derslerden biliyorum. İşe yarıyor yine. Hepimiz bırakıyoruz kendimizi duaya. Yine aynı imam, temiz yüzlü, duru sesli. Yasin okuyor. Yasin okunurken ne niyet edersek olurmuş. Babama huzur, bizlere hakikat ile hayali ayıretme gücü versin diye Allah’a dua ediyorum. Yasin’den sonra keşke ilahiler de söylese temiz yüzlü imamımız diye düşünüyorum. Hep beraber ilahi söylemeye çok ihtiyacım var. Kısacık bir ilahi söylüyoruz. Yanımda Aylin’in sesini duyuyorum. Bütün ilahileri melodisi ile biliyor. Aylin’in yanımdaki varlığı bana çok iyi geliyor. Babamın kırkı geldiğinde Aylin  ilahiler söyler, bize de söyletir diye düşünüyor, rahatlıyorum.

Duadan sonra yemek yiyoruz, rahatız, gülüyoruz. Hayat devam ediyor, ettiği yere kadar işte. Hayal ile hakikati ayırdedebilmek…ne iyi olurdu! Şimdilik hayali hayat sanarak yola devam.

Sonraki günler bilgisayara ve telefonuma yapışmış olarak yaşıyorum. Gelen her mesaja, facebookdaki, blogdaki, posta kutumdaki her bir nota, yoruma yine çölde su bulmuş gibi saldırıyorum. Yetmiyor. Daha çok, daha çok mesajlar gelsin istiyorum. Telefonum durmadan çalıyor. Açacak, konuşacak gücüm yok ama yine de çalsın istiyorum. Dostların isimleri yansın, sönsün ekranda. Mesajlar yağsın. Bloğumu bütün dünya okusun.

Öyle bir haldeyim.

Bir dostumun yakını ölürse eğer, mesajlara boğacağım onu bundan sonra…

Ve ne çok insanın yakını ölmüş. Haberim bile yokmuş. Ne çok babalar ölmüş etrafımda. Ne çok analar, kardeşler, evlatlar ölmüş dostlarımın, öğrencilerimin, okurlarımın ailelerinde. Hepsini duymak istiyorum. Ölümsüz hane yokmuş meğer, herkes bana hikayesini anlatsın istiyorum.

Senin baban nasıl öldü? Kaç yaşındaydın? Ne hissettin? Anlatın bana. Bu acının bana has olmadığınu tekrar tekrar duyayım sizlerden. Köksüzlük diyorlar, öksüzlük diyorlar, onu daha çok hissedeceksin, çok şeyler öğreneceksin, bu da sana yepyeni şeyler armağan edecek, diyorlar. Biliyorlar. Babalarını kaybetmiş evlatlar yazıyor bunları bana.

Ama bir yandan ben de biliyorum, onlar da biliyorlar, acım sadece bana has. Acımda yalnızım. Benim babam, benim babam çünkü. Kaybettiğim bağın eşi benzeri yok. İkimiz arasındaki bağ kendine has, biricik ve eşsizdi. O bağın eskikliğini hissedişimde yapayalnızım. Her birimiz orada yapayalnızız.

O yüzden gece olunca tek başıma kalmak istiyorum. Karanlık odamda sırt üstü yatmak ve o yalnız yerde salınmak. Ancak oradayken ağlamak.

Hayatımda ilk defa bir temel taşı kaybediyorum. Çok sevdiğim babaannem, dedem, nenem, koca halam da öldüler. Ama onlar ben doğduğumda yaşlıydılar, zaten geçici gözüye bakmışım onlara. Çok sevdiğim bir teyzem öldü. Ve bir kaç yakın dostum. Yüreğim yandı her bir cenazede. Hayat onlarsız biraz eksik, biraz aksak devam edip rayına girdi sonra.

Şimdi Portland’da her zamanki kahvemdeyim. Albina Press. Sabah erken her zaman yaptığım şeyleri yaptım. Kendi yogam, sonra ders, sonra kahve ve yazı. Şeyler aynı ama hayat değil. O yüzden alışmaya çalışmıyorum. Çünkü biliyorum hayat eski rayına girmeyecek. Hayat makas attı. Alışmak değil, yeniden başlamak lazım. Yeni bir hayata. Temiz ve taze. Daha yumuşak belki, daha anlayışlı. İnsanlara ne kadar çok ihtiyacım olduğunu daha iyi bilerek.

Daha çok severek…

Lukas ve Teyzesi
Lukas ve Teyzesi

Cenazeden Kalanlar’ için 72 yanıt

  1. ahu 27/08/2012 / 7:58 pm

    yüreği güzel arkadaşım, kalemine sağlık. ağladım, annemin (bedeninin) toprağa inişini, kabullenişimi hatırladım. başın sağolsun canım benim. 40 ına geleceğim haber ver lütfen. sana sabır diliyorum.

  2. mihriban 27/08/2012 / 8:11 pm

    Başın sağolsun. Baba’cığın nur içinde yatsın huzurla.

  3. nevin 27/08/2012 / 8:15 pm

    Defne, okuyorum takip ediyorum, elimde olsa gelsem sarilsam sana, ses bile etmeden. uzaktan sariliyorum. hayat makas atti, trenin raylari degisti. oturdugum yerden sana ancak yazabiliyorum. umarim hislerim ulasiyordur ta oralara. Basin sagolsun, nur icinde yatsin ve her gittigi yer nereyse huzurlu olsun babacagin….

    • şengül gunduz 25/12/2015 / 8:32 pm

      Bende dun kaybettim babami ben daha 11yasindayim bu yaziyi okurken babam aklima geldi duramadim ses verip agladim annem geldi tanima bana dediki nr oldu kizin bende dedimki anne aklima babam geliyor dedim. Oda ağlamaya başladı ses verip .yetim kalmak çok zor allah kimsenin başına vermesin inşallah babam rur içinde yatar amin sizde dua edin ne olur babamin cehenneme gitmesini istemiyorum

      • Kalemtıraş 25/12/2015 / 9:38 pm

        Sevgili Nevin,

        Başın sağolsun. Babacığının ruhu nur içinde yatsın. Senin gibi bir çocuğu yetiştirdiğine göre çok iyi bir insanmış baban, cennetin kapılarının ona sonuna kadar açık olduğuna eminim ben. Sana bu zor günlerinde yardımcı olabilirsem, bana yaz lütfen. sumandef@yahoo.com adresine email de yazabilirsin, buraya yorum da bırakabilirsin. Yalnız olmadığını, babalarını kaybeden biricik kızların acısını bilen dostların olduğunu hep aklında tut olur mu?
        Defne Suman.

  4. ayse 27/08/2012 / 8:22 pm

    Defne cim, okurken o kadar duygulandim ki…Ben de babami 1 bucuk yil once kaybetmistim ve ben de senin yasadigin seylerin cogunu yasadim…Herkes gelsin istedim, hep babami gulerek konusalim istedim, mezarinda bedeni inerken asagi , bir orada agladim ben iste, sonra cenaze sonrasi ve hep daha sonralarinda hep gulerek andik babami. Simdi dogumgununde mezari basinda sarap tokusturuyoruz…Ama dogru soyluyorsun, herkes yalniz sonunda. Ama bizler birbirimizin o “yalnizligi”ni da anlayabiliyoruz, ne guzel….
    Cenaze gununu bilseydim ben de gelir ve seni kucaklardim Defne cim, simdi okyanus otesinden kucakliyorum seni ve babacigin icin “Allah rahmet eylesin” diyorum…

  5. Anonim 27/08/2012 / 8:26 pm

    lukas büyümüş bile. ne güzel bakıyor.
    ben 19 yaşımdaydım babam gittiğinde. gitmeseydi olacağım beni şimdiki ben hiç de sevmezdi diye düşünürdüm eskiden. babalarının şımarık kızlarını kıskandığımdanmış meğer, farkedince geçti o his. bir yanı daha hızlı büyüyor bir yanı büyüyemiyor öyle yamuk üçgen birşey oluyor insan babasını erken kaybedince diye tuhaflıklarımı haklı çıkaracak erken kaybetme kartım vardı eskiden.
    sonra her kaybın hayatta “makas attırdığı”nı, değiştirdiğini, başka birşey yaptığını, benimkinin yapamadığım her şey için kullandığım ne de güzel bahanem olduğunu da farkettim.
    Kemal Amca (ona böyle diyebilir miyim?) her nerede ise ona sonsuz teşekkür ederim kendi adıma, sen varolduğun için.
    huzur içinde olsun. allah rahmet eylesin.

    • Hasan Altınok 27/08/2012 / 9:31 pm

      ALLAH RAHMET EYLESİN.

  6. Anonim 27/08/2012 / 8:46 pm

    Sevgili Defne basin sagolsun. Baban nurlar icinde yatsin…

  7. İnci 27/08/2012 / 9:15 pm

    Sevgili Defne, öncelikle başın sağolsun diyorum. Hem anne hem babasını kaybetmiş birisi olarak seni çok iyi anladığımı söylemek istiyorum. Seni babana veda yazısıyla tanıdım ve kendime o kadar yakın hissettim ki yazılarını takip etmeye başladım. Eskiden yakını vefat eden arkadaşlarımı, tanıdıklarımı arayamaz, acılarını deşmekten, yanlış bir şey söylemekten korkardım… Annem ölünce tıpkı senin gibi, bir başsağlığınin ne kadar önemli olduğunu anladım. Şimdi böyle bir olay karşısında hemen arıyor, ziyaret ediyor, hiç konuşmasam da varliğimla destek olmaya çalışıyorum yakınlarıma… Allah sabır versin sana, hepimize… Acını paylaşıyor, sevgilerimi gönderiyorum…

  8. İmge 27/08/2012 / 9:25 pm

    Defne merhaba,
    Ben 11 yaşında kaybettim babamı. Bir gün vardı, ertesi gün yok…
    Yıllar sonra bir gün fark ettim ki öğrendiğim şeylerin pek çoğunu babamdan öğrenmişim. Kendim olmayı, fikrimi söylemeyi, itiraz etmeyi ve sevgiyi rahatça ifade etmeyi. Ve ne ilginçtir ki babam bana en önemli dersi gidişi ile vermiş ‘hayat sadece anlardan ibaret, sonrası yok’. O nedenle her anınını dolu dolu yaşamaya çalışan biri oldum sanırım.
    Benim için genelde zordur babamla ilgili konuşmak, yazmak. Hatta mezarına bile gidemem biliyor musun? Sen herkesin hikayesini duymak istediğini yazmışsın ya, çok iyi geldi bana bu ve bu satırlar dökülüverdi hemen.
    Baban için Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun. Eminim her nerede ise seni izliyor ve seninle gurur duyuyordur.
    Kocaman kucaklıyorum seni, sevgiyle…

  9. Anonim 27/08/2012 / 10:11 pm

    Ben Selimin arkadaşı Yetkinin annesiyim.Öyle bir anlatım ,öyle bir uslup , öyle bir samimiyet ki gönül telim sızladı..Biz rahmetli Kemal beyle sadece 2 kez biraraya gelmiştik. Vefatında eşim ve ben yurtdışındaydık .Bulunamadık..Ancak şuna inanıyorum ki böyle güzel çocuklara sahip biri şu an çok güzel bir yerde….Nurlar içinde yatsın…

  10. Ozge Ekin 27/08/2012 / 10:24 pm

    Defnecim, tekrar basin sagolsun, ve allah rahmet eglesin. Nur icinde yatsin baban. Okudugum en guzel yazilarindan da biri. Cok sey ogredindim, sagolasin. Sevgiyle kal.

  11. Yildiz Ozturk 27/08/2012 / 10:30 pm

    Sevgili Defne, ne kadar soylu bir yaklaşım bu. Babanız nurlar içinde, rahmet içinde, huzur içinde yatsın. Bizde adettir, çok yakının öldüğünde onn cenazesi ile vedalaşırsın, yüzüne bakar, üzerine su döker ve hatta öpersin ki bilesin onun artık olmadığını, o bedenin artık sizin bildiğiniz kişi olmadığını… Çok duygulandım, gözlerimde yaşlarla, burnumun direğinde bir sızıyla okudum yazını. Anonim olarak olsa bile daha evvel başsağlığı mesajı bırakmıştım, şimdi ismimle tekrarlayayım: Başınsağolsun…

  12. Filiz oney 27/08/2012 / 11:02 pm

    merhaba
    ilk acimBABAM
    O BENIM ARKADASIMDI.
    KARACIGER KANSERI SIROZA CEVIRDI VE ONU KAYBETTIM
    SON DONEMLERINDE HIC YATAGINA YATMADI SANDI KI OLUM ONU YATAKTA YAKALAYACAK. HER GECE SAATLERCE ANLATTI. BABAMIN BILMEDIGIM YANLARINI OGRENMISTIM HIC UYUMADAN ANLATTI. KAH UZULDUK KAH KAHKAHA ATTIK.

    SON DONEMLERI ZORDU VE ULU ALLAHIMA YOLUNU ACMASI ICIN DUA ETTIM
    VE SON GELDI SOKA GIRDIM HIC BIR SEY HISSEDEMEDIM GELEN GIDEN YEME ICME IKRAM FALAN FILAN BIR TELAS KI….

    ILGINC OLAN MEZARLIKTA YASADIGIM OLDU .BABAMI TOPRAGA VERME ZAMANI GELMISTI KARDESIM DENIZLE ELELE TUTMUSTUK AGLIYORDUK .BIR SES BENI KENDIME GETIRDI ” o senin baban degil ki ”
    Donmustum ve sustum……….
    Evet anlayana ne guzel bir mesaj….”..
    Hepsinin yolu acik olsun
    TUmSEVDIKLERIMIZIN……………..SEVGIMLE,,,,,,,,,,,

    FILIZ ONEY. 27/ 08 / 2012. Goztepe. Istanbul

  13. Ayca 27/08/2012 / 11:40 pm

    Sevgili Defne,
    Seni hic tanimiyorum ama bu yaziyi okuduktan sonra arkadasim oldun.
    Basin sagolsun, baban gittigi yerde nur icinde yatsin.
    Kocaman sariliyorum,
    Ayca

  14. Anonim 27/08/2012 / 11:47 pm

    Hakkın rahmetine kavuşur, ruhu şad olur, nur içinde yatar Allah’ın izniyle. Başın sağolsun kardeşim.

  15. Varol 27/08/2012 / 11:58 pm

    Defneciğm… Defne ya, Defne ya, Defne ya… Çok üzülmüştüm, bu yazından sonra bir kat daha, o güzel aklından fırlayan her cümlende bir yanlızlık sonsuzluğu kadar daha hissettim seni… Sabır diliyorum canım, babanın hayatına çaktığı her bir altın çivinin tadına varmaya devam edeceğin umuduyla… Sen değişmedin, bu kaybınla daha da geliştin… Allahtan Rahmet dilerim, sana da huzur ve sağlık Defneciğim… Her zamanki derin sevginle kal…

  16. Zeynep Leylak 28/08/2012 / 12:08 am

    Merhaba, Yorum birakmak istedim ama login olamadim. E-mail gecersiz diyor, halbuki mail adresime geliyor mesajlar. Umarim buradan ulasirim.

    Ben ne yazik ki babanizi kaybettiginiz zamanda uye olmustum sitenize. Babasinin kizi biri olarak ‘ ona bisey olursa ben herzamanki ben olamam’ diye dusunur ve her babasini kaybeden arkadasimin cenazesinde ‘birgun ben de bunlari yasayacagim, tanrim nasil olur. Ve su anda arkadasim nasil dayanilmaz acilar icinde’ diye dusunup cilginlar gibi aglarim.

    Yazinizi okudugumda da derin bir aci duydum, ayni hislerle. Basiniz sagolsun, cennet mekani olsun. Ve umarim ruyalarinda onu sıklıkla gorursun ve hasretini bir nebze dindirirsin. Kayip yasayan insanlarin ruyalarda bulusma umidi icinde nasil yanip tutustugunu biliyorum. Ben olsam ben de oyle isterdim. Allah sabir versin, tekrar basiniz sagolsun.

    Sent from my iPad

  17. Uma 28/08/2012 / 1:17 am

    OM Trayambakam yajamahe sugandhim puşti vardanam…
    Sevgili defne babami topraga verdigimiz senenin sonuna dogruydu ilk yoga egitmenlik sertifikami alisim. Ve annemin vedasini dunya kulaklarimla isitemedim meditasyon inzivasinda; 1,5 sene oluyor. Yazini okurken o gunlere dondum; bloguma yazarken hislerimiz birmis. Belki okumak iyi gelir… 2010 aralik’ti.
    Seni seviyorum.
    Bu yerler, denizler ve şeyler sevgiyle ayakta;
    Şiva’nin raksı kimbilir sonsuzluğa uzanırken,
    Belki biz bir an gelir de hakikati kavrayıveririz.

    40’ini duyarsam gelmemezlik etmem 🙂
    Namaste ve bol şantiler.
    Uma.

  18. Meltem 27/08/2012 / 10:37 pm

    Sevgili Defne başınız sağolsun, sabır diliyorum. Allah rahmet eylesin. Kucak dolusu sevgiler

  19. bernacan 27/08/2012 / 10:38 pm

    Bir babanın gidişi nasıl bir boşluktur ki, yalnızlığı çok seven Defne bile çırpınır yalnızlıkla ?
    Allah rahmet eylesin.

  20. Anonim 27/08/2012 / 11:53 pm

    Nur içinde, huzur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti ve ışığı üstünde olsun Babanızın.

  21. benden bizden 28/08/2012 / 12:26 am

    Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın sevgili baban. Ne güzel anlatmışsın. Bil ki yalnız değilsin, bil ki her hanede var böyle hikayeler. Allah sana ve ailene sabırlar versin.

  22. Anonim 28/08/2012 / 3:05 am

    Başın sağolsun Defnecim.,Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun babacığının,nur içinde yatsın .

  23. Şükran Karaçelebi 28/08/2012 / 3:12 am

    Başın sağolsun Defnecim,Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun babacığının,nur içinde yatsın.

  24. Canan Ozalp 28/08/2012 / 5:22 am

    Defne selam, yazini gozyaslari icinde okudum. Babalara karsi hassasiyetim benim de babami 11 yasimdayken kaybetmis olmamdandir. Hep yasiyor zannederdim bir gun cikip gelecek bana saka yapti derdim. Oysaki tenesir tasinin uzerinde yikanan bembeyaz yuzunu gorunce hungur hungur aglamistim. Uzunca sure ne cenazeye gidebildim ne de basin sagolsun diyebildim hic kimseye. sonralari biraz biraz alistirmaya basladim kendimi ama nafile. O kadar ogretiler, olen aslinda bedenimiz yazilari kar etmiyor.
    Senin yazindan anliyorum simdi yakinini kaybedenlerin nasil da o sarilmaya ihtiyaci olduklarini. Tanidik tanimadik gittigim cenazelerde sarmastim olenlerin yakinlariyla. Hic anlayamamistim bugune kadar neden boyle sikica sarildiklarini.
    sanki basinsagolsun demek hatirlatmak onlari uzmek gibi gelirdi icimden. Oyle degilmis onu anliyorum.
    Hepimiz olumluyuz ama Allah yakinlarimiza cook uzun omurler versin.
    sevgiler.

  25. kayıpsevgili 28/08/2012 / 5:25 am

    tesadüfen okudum yazını, sonuna kadar ama.. Rabbim babanın mekanını cennet eylesin, başın sağolsun! En kısa zaman içerisinde hakikate erersin inşallah..

  26. özgür 28/08/2012 / 8:01 am

    98’de kaybettim babamı, 14 seneyi geçti. O ilk birkaç günü dünmüş gibi hatırlıyorum. Neden biliyor musun? Çünkü insan asıl bir yakınını kaybedince yaşadığını anlıyor.

    Başın sağolsun lafını hiç sevmezdim. Baban öldü diye çok da üzülme, sen ölmedin ya ona dua et! ne demek ki şimdi bu?.. diye düşünürdüm. evet tam da bu demek (ama nazikçe) ve bu çok doğruymuş meğer. ölümün karşısında yaşamı kutlamak için söyleniyor bu. o yüzden tekrar söylüyorum, başın sağolsun defne. sen ve (diğer) sevdiklerinin.

    Sevdiklerin demişken şunu da söylemek istiyorum, yanı başında bir bebek olduğu için çok şanslısın.. bu derdin tek dermanı o çünkü.

    sevgiler.

  27. Anonim 28/08/2012 / 8:22 am

    Bu yazı, bu yazdıklarınız… Sizi tanımıyorum, tamamen tesadüf eseri okudum yazınızı. Bu senenin başında babasını, kahramanını kaybeden bir kız çocuğu olarak okudum yazdıklarınızı. Okumadım, sanki kelime kelime, harf harf ben yazdım… Her bir kelimeye zihnimde evet, gözümde yaşla yakın durdum… Pek gerçek bu yazdıklarınız, pek duru… Ruhları şad olsun giden babalarımızın, biz burada bu küçük karşılaşma ile, onlar orada, her neresiyse, bir vesile tanışmış olsunlar… Yattıkları yer nurla dolsun… Sevgilerimle… Nihal Şirin

  28. Anonim 28/08/2012 / 9:04 am

    Şefaat ya Resulallah…

  29. Defne Alphan 28/08/2012 / 9:57 am

    Defne sana kocaman kocaman kocaman sariliyorum…. Bilmem bilir misin; seni yillar oncesinden beri cok severim, her gordugumde sevinirim 🙂 tekrar sariliyorum, bol bol opuyorum…

  30. tetikte 28/08/2012 / 11:30 am

    Selam Defne
    Ben de 5 yıl önce kaybettim babamı ve yazdıklarının içtenliğiyle büyülendim desem yeridir.Bu kadar doğal ve içsel yazılar yazabilmen zaten ne kadar sevdiğini anlatıyor babanı.
    Başın sağ olsun
    Yakında ben de babam için yazdığım şiirimi buradan paylaşacağım
    Sevgiler

  31. sumandef 28/08/2012 / 6:36 pm

    Sevgili Okur dostlarım,
    Hepinize güzel sözleriniz, hayır dualarınız için teşekkür ederim. Her biriniz sözü, satırı, duası yüreğime işledi, sağolun, varolun. Daima birbirimizin yanında olmamız dileğiyle…Hepinize sevgiler,
    Defne

  32. Gizem 29/08/2012 / 12:38 am

    Tanışmıyoruz seninle ama şu an yanında olabilmeyi, sana sarılıp hiç durmadan başın sağ olsun, babacığın nurlar içinde yatsın, Allah rahmet eylesin diyebilmeyi istedim…. Buradan yazabiliyorum sadece… Sevgiler

  33. hatice 29/08/2012 / 1:09 am

    Merhaba Defne,
    Ben de seni tanımıyorum ama aramızda babalarımıza duyduğumuz aşkın bağı var. Bana hep birgün başıma geleceğinden korktuğum sahneyi anlattın.Babana Allah’tan rahmet diliyorum. Başın sağolsun. Allah benim babama da sağlık ve uzun bir ömür versin.

  34. Anonim 29/08/2012 / 4:26 am

    Allah rahmet eylesin,başınız sağolsun…

  35. ozubey 29/08/2012 / 10:02 am

    Sevgili Defne,
    Kemal ağabey’i kaybettiğimizi az önce öğrendim; hepimizin başı sağ olsun ve Kemal ağabeyin yolu ışık olsun, gani gani rahmet eylesin yaradan. Bu dönemde ve sonrasında, herhangi bir desteğim ya da yardımım dokunursa, lütfen bildir.
    Sevgiler

    Özhan

  36. Viki 29/08/2012 / 1:22 pm

    Selam Defnecim,
    Cenazede yanında olamadım cok üzgünüm. Anneannemi kaybedeli 7, dedemi kaybedeli 17 sene oldu, hala kafamı sağa çevirip Ortaköy mezarlığında yerlerini aramadan Boğaz Köprüsü’nü geçmeyi beceremiyorum. Bazı boşlukları zaman hiç küçültmüyor, sadece onlarla yaşamayı öğreniyorsun… Umarım gittiği yerde huzurludur baban, umarım sen ve ailen de yeniden huzuru bulursunuz. Allah rahmet eylesin, sevgiler…

  37. Saide 30/08/2012 / 1:36 am

    Dün gece face de tesadüfen gördüm yazınızı, birisi koymuş olmalı, tesadüf yoktur diyorlar, inançlı biri değilim ben…tam 50 gün önce enn yakınımı kaybettim…bana emanet edilmiş canı koruyamadım, kollayamadım, bir anlık gaflet işte suçluyum…50 gündür kendimi nereye koyacağımı bilemezken tamamiyle dağılmışken yazınızı okudum ve “Şeyler aynı ama hayat değil. O yüzden alışmaya çalışmıyorum. Çünkü biliyorum hayat eski rayına girmeyecek. Hayat makas attı. Alışmak değil, yeniden başlamak lazım. Yeni bir hayata. ” demişsiniz… Sanırım siz bana yardım ettiniz, sağolun, sımsıkı sarılıyorum size…insan sıcağı…

  38. Savaşkan Nazım ÖZDEK 30/08/2012 / 7:41 am

    …(günün birinde bir zaman makinası yapılsa kaybettiklerimi geri getirmek..okul yıllarıma geri dönmek yada ne biliyim daha güzel yaşam sağlamak yerine 1950 li yılların başında elleri tornadan tesviyeden demirden,,kir, pas ve nasır tutmuş bir çocuk,evinin… ,zili bozuk olan bahçe kapısının önüne geldiğinde,kapının tokmağına yetişemedği için merdivene oturup yoldan geçen birinin yardımını beklediği zamana gidip o tokmağı çalıp içeri girmesine yardımcı olmak isterdim..ve çocuk bana dönüp teşekkür ettiğinde,hayır derdim hayır…asıl ben sana teşekkür ederim hayatımdaki bütün kapıları açmama yardım ettiğin için ..baba….)

  39. Defne 04/09/2012 / 11:05 am

    Sevgili Adaşım,
    Aylar önce kitabını bir tesadüf eseri edinip, her satırını inanılmaz büyük bir dikkatle, altını çize çize okurken, hayatlarımızdaki benzerliklere de takılıp seninle bir gülmüş, seninle bir ağlamıştım.. Kitabı bitirince de sana bir mesaj yazmak istemiş, ancak başladığım mesajı bir türlü bitirememiştim. Bugün yine bir tesadüf eseri blogundaki bir yazı karşıma çıkıverdi. Ardından da eski yazılarına bir göz gezdirmek istedim. Bu yazını gördüm. Yine seninle bir ağladım, ve inan ki acını çok çok derinlerde seninle paylaştım. Başın sağolsun!
    Umarım “yeniden başladığın hayat”ta her şey yolunda gidiyordur. Ve kimbilir yine tesadüfler eseri belki bir gün bir yoga seansında karşılaşırız, birbirimizden habersiz iç huzurumuzu paylaşırız…
    Sevgiler,
    Defne SATGAN

  40. Anonim 04/09/2012 / 2:34 pm

    tanıdık bir acı, babanız ışıklar içinde yatsın ( ben favorim buydu 🙂
    size sabır diliyorum
    aslı

  41. Anonim 04/09/2012 / 11:35 pm

    Tanışmıyoruz ama uzun zamandır blogu takip ediyorum. Başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin…

  42. hande 05/09/2012 / 3:49 am

    Defne Merhaba,
    Belli ki aynı semtte büyümüş aynı okula gitmişiz ama seni bugün burada yazılarınla tanıma şansı buldum. Ne mutlu.. Acını paylaşıyor ve sana sonsuz huzur diliyorum. Başın sağ olsun. Allah babacığına rahmet eylesin. Lütfen bıkmadan usanmadan yazmaya devam et, bizim gibilerin ancak bu şekilde hakikate ulaşabileceğine inanmak istiyorum. Tüm pembe ışıklar seni ve hayatındakileri sarıp sarmalasın inşallah.

    Sevgiyle
    Hande

  43. Yasemin Helvacıoğlu Ünal 05/09/2012 / 4:22 am

    Defne’cim, seninle hiç karşılaşmadık ama yazdıkların her defasında yüreğime işledi, sana uzaklardan sarıldım ve babacığının yolu ışık olsun, oralardan rehberliğine devam etsin diye niyet çıkardım. Yazılarını, gücünü ve şefkatini hep koruyarak devam etmeni diliyorum.
    Başın sağ olsun, sevdiklerinle, ANın farkındalığıyla, sevgiyle yaşamın sürsün.
    Ilk kez yazını okuduğumdan beri sana hep sımsıkı sarılıyorum, sevgimle kucaklıyorum.
    Yasemin Ünal

  44. melek 05/09/2012 / 4:25 am

    Siz ağlamamışsınız ama, beni ağlattınız…Babanıza Allah’dan rahmet ,size ve kalan aile üyelerinize de sabırlar diliyorum..

  45. Anonim 05/09/2012 / 8:27 am

    aynı zamanlarda kayıp yaşamışız. ben de babamı 17 temmuzda kaybettim ve bu yazıdaki her şey bana o kadar gerçek geldi ki. başınız sağolsun. allah rahmet eylesin ve babanız nur içinde yatsın.
    sizi çok iyi anlıyorum.
    sevgiler.

  46. Ülgen 07/09/2012 / 4:06 am

    Dün babanla ilgili yazdıklarını okuduktan sonra..11 yıl öncesine annemin vefat ettiği zamanlara gittim. Annemin ölümü daha 16imda ne çok şey öğretmişti bana..hayatı algılayışım bir anda değişmişti. Omuzlarımdan biri (bu yine annemdi bence..hastalığına rağmen en ufak fedakarlıktan kaçınmayan annem, toparlayan, idareci,melek annem) tutup sarsmıştı beni sanki..
    ” Kendine gel ! Hayat senin algıladığın gibi değil. ” diye fısıldamıştı kulağıma Allah’ın şah damarımızdan daha yakın olan sesini. Sevdiklerimizi çok sevmek için bile kısacıktı şu hayat. Hele ki onları üzmek için daha da kısa. Uzun uzun düşündüm dün yazını okuduktan sonra yine..ve bi an yaşadığım hayata, sevdiklerimle olan ilişkilerime bulutlara çıkıp baktım, uzaktan.. Hepsi de bitecekti bir gün..Ben bir gün babamı..henüz doğurmadığım ama günün birinde doğuracağım çocuğum da bir gün beni kaybedecekti. Veya ben erken ölecektim. Gerçekti işte hepsi..ve biz ne çok unutuyorduk bu gerçekliği..Söylenecek çok söz, ne çok cümle var ölüme dair. Ama işte ölüm karşısındaki suskunluğum işte tam da bu yüzden..
    Babacığının mekanı cennet olsun inşallah..Dualarım ona ve anneme.

  47. tuba 22/11/2012 / 3:47 am

    Blogu dün keşfettim , aslında yoga eğitmenim bir maili göndermişti.Yanımdaki arkadaşıma ‘okudukça içim açıldı , okudukça okudum , çok güzel geliyor , ferahlıyorum ‘ diye diye okudum..Az önceki babanı defnettiğin günkü yazıya kadar…

    Yanında olmak istedim, sarılmak , o ilahilerde güçlüce ,sesimi sana duyura duyura okumak , o kadar iyi anladım ki seni ..Hislerini..

    2 yıl önce benden 1.5 yaş küçük ablamı kaybettim ..Hayatta en çok didiştiğimi, evin mükemmelini , en sevdiğimi..Düşünsene ben artık ondan yarım yaş büyük oldum 2 yılın sonunda..O dondu ..29 yaşında dondurdu hayatı..Dualarda mesela her gelmeyene küstüm ben..Ama oyle sesli değil , delicesine istedim senin çok güzel anlattığın gibi ..Ne kadar insan gelirse o okadar huzur bulcak , Allah o kadar alıcak yanına diye ..İlahilerde mesela eşlik etmeyenleri dürtmek istedim 🙂 edemedim ama bilmiyor ki yaşamayanlar, bilmesinlerde ..

    Her duada yürekten bi Amin..Her duada bir yalvarış, Allahım onu çok sev lütfenler , sonra orada ne yaparı düşünmeye başlamalar ,bir süre sonra öbür tarafa geçen yakınlarımızı hatırlamaya başladım ..Aaa Emriye Teyze vardı, bize çikolata alırdı , o da orada belki Hülya’nın annesi olmuştur belki, aa o da vardı , aaa o da gitti..Bir süre sonra farkettim ki büyük bir çoğunluğumuz o tarafta ..Cennette..Ve bir gün bende gidicem ..Çoookk uzun bir ayrılıktan sonra onu görücem , beyazlarla karşılayacak beni, sarılacağız , sımsıkı..

    Daha çok yeni ,sanıyorum 2 ay olmuş ..Allah sabrını versin , Allahım mekanını cennet eylesin , günahlarını affetsin , iyiliklerini karşısına çıkarsın ( Her akşam yatarken Hülya’ya ettiğim bir kuple duamdan bu da babacığına )..Atlatırsın inşlallah demiyorum , demişssin sende zaten hayat makas attı diye .Umarım yeniden başlarsın ..Ama sonrasında yaşadığın değişim çok değişik.Yoganın ve meditasyonun sana burada çok fazla yardımı olacağından şüphem yok ..Teselli çok zor , keşke burada olsan ve sarılsam sana uzun uzun ..

    sevgiler,

    tuba

    • sumandef 22/11/2012 / 3:29 pm

      Ah Tubacığım,
      Teşekkür ederim duygularını, düşüncelerini yazdığın, benimle paylaştığın için. Matem benim için çok yeni bir tecrübe. Her gün yeni bir haline uyanıyorum. Sonra sizlerin yazdıklarını okuyarak yolumu buluyor, yanlız olmadığımı hatırlıyorum.
      Sağol, varol.
      Senin de başın sağolsun. Ablanın Ruhu Nurla dolsun.
      Defne

  48. Sumru 06/09/2014 / 1:30 am

    Defneciğim,
    Başın sağolsun, Allah rahmet eylesin..
    Sana geç de olsa çok sıkı sarılıyorum. Dualarım ve iyi dileklerim babanla..
    Terakkiden çoook eskilerden tanışıyoruz. Baharın çocukluk arkadaşı Sumruyum.. Seni hep gülen yüzünle hatırlıyorum.. Çok güzel bir kalbin olduğu o zamandan belliydi..Kalemin de bir o kadar güzel..Sevgiler

  49. aylin 18/02/2015 / 6:13 pm

    Defne,
    Bu yazı bir başka olmuş.Nasıl desem hayatta olmanın acı tadı gibi.Bilemedim:-( Ama çok güzel anlatmışsın.Derin bir nefes aldım.Hala zamanım varken telefona sarıldım.Duymak istediğim sesleri duydum.Sevgiyle kal.

  50. ebru 09/08/2015 / 12:50 am

    Defne Hanım!
    Başınız sağ olsun, size kuvvetle sarılmak isterdim. Benim hayatım da 21 Kasım 2014 de makas attı sizin tabirinizle, babamı ugurladık sonsuzluğa. Ağlayarak okudum ve acınızı, acımızı paylaşıyorum. Sağlık la kalın.

  51. Derya Öztürk 09/08/2015 / 11:11 am

    Kaleminize sağlık

  52. mamanuuba 09/08/2015 / 2:18 pm

    Başınız sağ olsun. Allah rahmet eylesin.

  53. Feyhan M. 10/08/2015 / 12:13 am

    Basin sagolsun. Babami 23 yasimda yitirdim. Hala aglarim ama o dayanilmaz aci karanlik yalnizlik dayanaksizlik duygusu hafifledi. Bana da deselermis bunlari. Genctim acim tazeleniyor diye kactim. Kabullenebilmem uzun surdu. Ben hep kucucuk bir kizim babasini isteyen.. Koltugunun altina girsem yine sicacik. Ne guvenliymis oralar. Acini yuregimde hissettim.

  54. Aylin 10/08/2015 / 1:02 am

    Defne Hanim merhaba. Yazinizi bir arkadasim Facebook da paylastigi icin gördüm. Sonuna kadar okudum. Bana da yakinini kaybetmis birisine “basin sagolsun” demek cok zor gelir, düsüncelerimi, duygularimi nasil ifade edecegimi bilemezdim. Bundan böyle, icimden gelen kelimelerle icimden geldigi gibi davranacagim. Ben annemi 18 yasinda kaybettim. Onu yikayan yasli kadinlar bahcemizin bir bölümünü carsaflarla kapatmislardi. Yanima agabeylerimden birisinin hanimi oturdu. Biseyler söylüyordu. Anlamadim. Sussun istiyordum. Ailenin en kücügü olarak benden büyüklere olumsuz düsüncelerimi söyleyebilmeyi ögrenmemistim. Nasil yapabildim bilmiyorum. Onun yanindan kalkip baska yere oturdum. Yikanmis vücudunu misafir odamizda yere yatirmislardi. “öp sogursun” dediler. Öptüm. Aglayamiyordum. O zamanlar cenazeye kadinlar ve kiz cocuklari gitmezlerdi. Ana yola cikincaya kadar arkalarindan gittim. Sonra bir süre mesafeli olarak takip ettim. Okulumuz ögrencilerinden bir grup erkegin karsi taraftan geldigini görünce utanip geri döndüm. Ne gelenler, ne de gidenler ilgilendirmiyordu beni. Aglayamiyordum. Sanirim 2. gündü. evde misafirler vardi. Ben, ablam ve agabeyimle paylastigim yatak odamizda sirt üstü yatiyordum. Ablam kapiyi acip, “arkadasin geliyor annesiyle” dedi. Kalktim. Dis kapimizi actim. Onlar da o süre icinde evin sokak kapisina kadar gelmislerdi. Lisedeki en yakin arkadasimdi. Hicbisey söylemeden birbirimize sarildik. O anda sanki gözlerimden akabilecek yaslari tutan görünmez kapaklar acilmisti. Gözyaslari engelleri yikip asan sularin gücüyle bosaliyordu. Ondan sonraki günler de gün icinde aglamiyordum. Ama geceleri… 8 ay boyunca her gece yorganimin icinde agladim. Simdi aradan 43 sene gecti. Ne zaman yogun bir sekilde annemi düsünsem, hala gözlerim dolar. Sevgiyle kalin.

  55. tweed 10/08/2015 / 9:04 pm

    Allah rahmet eylesin..nur içinde huzurla Allaha yakın olsun..

  56. Yasemin özşahin 10/08/2015 / 9:37 pm

    Defne hanım;
    Bloğunuzla ilk defa bu yazınız ile tanıştım. O kadar açık ve sade bir dille ifade etmişsiniz ki; Acınızı taa derinlerde bir yerlerde hissettim. Başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin, ve huzur içinde uyusun demek istedim size. Bir de size içimden sarıldım, ‘o nasıl oluyor’ demeyin, çok hissedince oluyor. Yanımda 15 günlük bir melek uyuyor, onun kokusunu yolluyorum size. Allah sabır ve dayanma gücü versin. Sevgi ve şefkatle kalın…

    • Kalemtıraş 13/08/2015 / 7:50 pm

      Çok teşekkürler Yasemin! Küçük Meleğin kokusu burnuma geldi, sıcak sözleriniz yüreğimi sarmaladı gerçekten de. Temas halinde kalmak dileğiyle. Defne.

  57. banusinikkanibelli 08/09/2015 / 8:35 am

    Başınız sağ olsun. Babamın kaybında ve hemen ardında yaşadıklarımı daha iyi anlatamazdım. Demek gerçekten her insanda insanlığın her hali var. Umarım zaman yardımcınızdır ve eminim açılan boşluğu babanızdan kalan güzel herşeyle doldurmaya devam ediyorsunuzdur. Sevgilerimle…

  58. Anonim 08/09/2016 / 12:42 pm

    Merhaba,
    Yazınızı tesadüfen okudum. Hoş tesadüf diye birşey yoktur ya… Ben de sizin anlattığınız gibi hissederim hep kayıplarda.” Yüreğindeki acıyı kendi yüreğimden tanıyorum”.. Hiç böyle bakmamıştım o kelimelere…
    Başınız sağolsun. Allah rahmet eylesin.. Nur içinde yatsın babacığınız…
    Sevgiler
    Yağmur

  59. Damla 20/02/2017 / 9:46 am

    Sevgili Defne,

    Ben babami 18 yasindayken, aniden kaybettim. Bir saat once vardi, ve hicbirseyi yoktu, bir saat sonra kalp krizi gecirmisti, ben oglen uykusundaydim. Uyandigimda yoktu. Daha cok kucuktum, annemden baska kimseyi istemedim yanimda… zor oldu o yillar… Uzerinden neredeyse 27 sene gecti, ben buyudum, babamin oldugu yastayim (bu aradaTurkce klavyem yok su anda maalesef). Kendime degil ona uzuluyorum, ben hayatima devam ettim, o daha gencecikti, herseyi kacirdi. Bogazici’ne girmemi cok istiyordu, onu kacirdi, muhendis olmami istiyordu, kacirdi. Evlendim, kardesim evlendi, torunlari oldu… hicbirini goremedi.

    O zamanlar bu aciyla bas etmeyi pek bilemedim, ama sonradan ogrendim, yasaya yasaya, mutluluklar paylastikca cogaliyor, acilar paylastikca azaliyor. Her ne kadar hala “basiniz sagolsun” diyemesem de, ben de gider cenazelerde, kaybedilen kisinin yakinlarina sarilirim, uzun uzun…

    Sevgilerimle…

  60. Cigdem 04/04/2018 / 8:45 am

    Merhaba Defne. Baban huzurla, isiklar icinde uyuyordur, eminim. Benim babam da gecen sene Nisan ayinin 22’sinde vefat etti. Ben 32 yasindaydim ve Amerika’daydim. Akciger kanseri teshisi konuldugu icin Istanbul’a onu ziyarete gitmistim. Ben dondukten 5 gun sonra vefat etti. Aynen senin gibi, ben de cenazede her olani hatirliyorum ama farkli olarak sanki bir camin arkasindan izliyordum herseyi. Cok garipti, cok uzucuydu.. Bir sene gecti uzerinden ama hayat ayni degil, dedigin gibi hic ayni olmayacak da. Yine de huzurluyum, babam hep benimleymis gibi hissediyorum.

    Kendine cok iyi bak Defne. Sevgilerimle…

    Cigdem

  61. Orhan AKSAYA 18/11/2018 / 11:43 pm

    Sayın Suman;
    Ayla Kutlu’nun Asi Asi adlı romanda babanın kaybından, ruhumun kabuklarının soyulduğunu hissettim diye bahsedilir. Anne kaydı büyük bir eksiklik ama baba kaybı bir çöküş… Ne olursa olsun sağken yakınlarımız kendilerini taşıyorlardı, öldükten sonra da biz taşıyacağız… Başınız sağ olsun…

  62. İlkay 15/01/2019 / 10:13 pm

    Bir tesadüf beni bu yazınıza getirdi. 7 ay önce 41 yaşındaki erkek kardeşimi bir kazada kaybettim.. Aslında bir sis perdesi kaplıyor o ilk anlarda, günlerde heryeri ve zaman kavramı değişiyor.. Ve evet çok haklısınız, çevrenin şefkati çok değerliymiş bu zamanlarda. Yakınlarımdan birisi kayıp yaşadığında ilk ben yanında olacağım ve mesajlara boğacağım, buna eminim.. Sevgiler

  63. Güzin türker 26/11/2020 / 11:54 am

    Bugün babamın 40ı tesadüfen baba ölümü sonrası diye arattırınca blogunuza denk geldim ve bu yazıyı okudum. Sadece tek bir soru var çünkü yazılanları ben de birebir yaşadım.. geçiyor mu? Mutlu olabiliyor muyuz tekrar tam şekilde? Geçsin isteğim yok ama ben cok mutlu şükreden değer bilen bir insandım anılara da cok bağlıyım nasıl yeni bir hayat olacak şimdi babamsız hiç bilmiyorum. Hepsi huzurla cennet bahçesinde bizleri bekliyorlar inşallah.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s