Bu bloğun orijinali https://28gunyoga.wordpress.com/ adresinde yayımlanmıştır. #28günyoga hareketini takip etmek için sizi https://28gunyoga.wordpress.com/’e bekliyoruz.
Bu defa saydım. 8 gün olmuş. Baktım, diğer 28günyoga’cılar da 8. günden sesleniyor. Ben saat farkı yüzünden geriden takip ediyorum. 8. gün yogasını en son yapan benim. O halde en son raporu da ben yazayım.
Dün ve önceki gün ne kadar güçlü ve esnek idiysem bu sabah da bir o kadar çelimsiz ve sertti vücutcağızım. Böyle olunca ister istemez aklıma sorular üşüşüyor. Öne katlanamamış gövdemin ucunda sallanan başımın içinden şunlar geçiyor: Dün ne yaptım ki böyle katılaştım? Yediklerim yüzünden mi? Suşi yemiştim. Evet, evet çiğ balık bana yaramıyor. Zaten çiğ hiç bir şey bana yaramıyor. Sen domatesleri bile kaynar suda bekletip de yiyen kadın, ne işin var çiğ balıkla, işte böyle kaskatı kalırsın. Suşi’den değilse neden olabilir bu hal? Sonra fark ettim, nefes alamıyorum. Alerji yine burnumu, dolayısıyla nadileri tıkamış. O öne katlandığım yerden balık gibi ağzımı açıp kapatıyorum. Sanki bir paket sigara içmişim dün. (Oysa sigara içmem ben.) Ciğerlerim izzet ikram söyle bir açılıp bir lokmacık soluğu alıyor, hemen kapılarını kapatıyorlar. İnsan nefes alamayınca kalbi de böyle donuk kalıyor fark ettiniz mi? Eh, ne de olsa canı nefes taşıyor. Ciğer nefesi kabul eylemeyince yürek de cansız kalıyor.
Yüzüm de sapsarıydı zaten dişimi fırçalarken görmüştüm. Cansız kalmış bir yüreğin neşe damarı tıkanmış demektir. Ben de son derece aksi uyanmıştım zaten. Oysa dün. Ah dün… Ne kadar neşeliydim. Yoluma çıkacak tüm zorlukları koca bir tebessüm ve derin tevekkülle karşılamaya, kabullenmeye hazırdım. Oysa bugün… Bugüüüüün.
İçimde Teoman’ın şarkısını mırıldanmaya başladığımı fark edince kalktım öne katlandığım pozisyondan. Burnum biraz açılmış mı? Yooo. Kurmastana sekiz can çekişen balık nefesi ile geçti. Keza mayura. Sonra bir yerde, serinin ortaları olabilir, dün yaptığım serinin aynısını yaptığımı fark ettim. Şu akşam yogası rutinini halen oturtamadığım için aslında bir gün bir seriyi, diğer gün de diğer seriyi yapıyorum. Yapmalıyım yani. Ben bugünü çarşamba sanmışım. Dün fersah fersah uzağımda gibi geldi. Neyse dümen kırdım, ortadan bir yerden bugün yapmam gereken seriye daldım. Olmadı tabii.
Bunlar zincirleme. Nefes, zihin, vücut, can, neşe… Biri açıksa hepsi düzene giriyor. Biri herhangi bir sebepten tıkandıysa diğerleri de etkileniyor. İşte, alerjiler nefesi çalmış, nefes neşemi, dikkatimi, vücudumun eksikliğini çalmış. Nefessiz yoga olmuyor. Bir kez daha hatırladık. Nefes yoksa yoga yok. Nefessiz yoga yapmak rüzgarsız bir günde denize dalıp koca bir yelkenliği kas gücüyle itmeye benziyor.
İte kaka.
Neyse belki akşama tekrar yaparım. O zaman yine yazarım.
Reblogged this on tabletkitabesi.
Bir yogaya ihtiyacımız var 🙂