Atina Günlükleri 14

Merhaba sevgili günlük okurları,

Bu bloğu Beste, Burcu, Bey ile Ananas kahvesinden yazıyorum. Bahar gibi bir gündü. Sabah evde işler bitince, çıkıp Little Tree kahvesine gittim. Orada bir kaç saat öykümü yazdım. Herkes kahvenin dışarıdaki, ağaçlar altındaki masalara yayılmış, ceketleri, hırkaları çıkarmış yayılmıştı. Beste ile Burcu geldiler bir süre sonra. Ben de onlarla dışarıda oturdum. Badem ağaçları çiçeklenmiş, kuşlar şakıyordu. Böyle günlerde insanın hiç eve gidesi gelmiyor. Hele ki Little Tree and Books gibi bir kahvede otururken. Öykü açıldı. Fatoş’un bir anısından aldığım ilhamla yazdığım başka bir öykü de Eylül Konukları’nın içine eridi.

Burcu  fotoğrafımızı çekerken Beste, benim öykü defterime göz atıyordu. Orada trende geçen öykünün başını okudu. Beğendi. Devam etmem için bana cesaret verdi. Ben o hikayeye başladığımı bile unutmuştum. Oysa daha bir ay bile olmadı o notları alalı. Şimdi Beste’nin cesaretlendirmesi ile Eylül Konukları bitince ona da bir el atarım.

WhatsApp Image 2020-02-25 at 12.34.47
Beste benim tren öykümü okurken Little Tree and Books

Eğer gönlünüzde yazmak varsa mutlaka yazdıklarınızı birilerine okutun. En kaba taslağını değilse bile okunacak kıvama geldiğinde (mükemmel son halinden çok uzak bir yerden söz ediyorum) birilerine okutun. Belki en iyisi yüksek sesle siz okuyun onlara. Biz yoga öğrencilerimle kurduğumuz küçük edebiyat yazarlığı grubumuzda tam da bunu yapıyoruz. Bir buçuk saat boyunca üzerinde çalıştığımız öykülerimizi yüksek sesle birbirimize okuyoruz. İnsan kendini çok ağır eleştiriyor ve sonra öykünüzün başka birilerinin hayalinde uyandığını görmek, başka yüreklere dokunduğunu hissetmek size cesaret veriyor. O kadar da kötü bir öykü değilsin sen ya, diyorsunuz. O gazla devam ediyorsunuz. Ben hiç bir romanıma beğenerek başlamadım. Hep istediğim yerden çok ama çok uzaktaydılar. Yazanki halime sorsanız asla istediğim edebi derinliğe erişmiyorladı. (Bende yüzeysellik fobisi var. ) Hep okuyan başka birileri beni yüreklendirdi. Bir öykünün yüzde ellisini yazar, diğer yüzde ellisini de okur yazarmış ya, o hesap işte.

İkinci yüzde elli okurun hayalinde yazılıyor. Bu yüzden de aynı öyküyü okuyan iki ya da üç kişi aynı öyküden başka şeyler hatırlıyor, aynı metin onlarda değişik izler bırakıyor.

Eve döndüm. Bey’e dedim ki hava çok güzel. Haydi gel dışarı çıkalım. Kızlarla erken akşam yemeği yiyelim. Psiri mahallesinde Zambano lokantasına gittik. Zambano çok cici bir fusion restoranı. Güzel yedik. Gülçin’i gözlerimiz aradı. Hatta hesap geldiğinde beşe böldük yanlışlıkla.

Kızlar yarın dönüyor. Şu anda size yazarken onlarla son bir kahve tatlı molası verdik. Bizim de günlüğümüz yavaştan sona eriyor. Yarın, öbür gün yazmamı istediğim bir şey var yorumlara bu konuları giriniz.

Beste ve Burcu Atina’dan ayrılırken buraya sizi de davet ediyorlar. Tüm hipster kahveleri, fusion mutfakları, uzak sahilleri, daracık sokakları gezdiler. Blogun parçarsı oldukları için de çok mutluymuşlar. Masanın karşısından el sallıyorlar. Kocaman bir kek var önlerinde bilmiyorum bitirecekler mi. Ben glutensiz pestil gibi bir şey yedim. Beyaz çay içtim.

Bey’in de size bir mesajı varmış. Şu anda oturduğumuz kahvede çalan müziklerle ilgili bir şey. Gençliğinden bildiği ve sevdiği parçaları duyduğunda (Enola Gay) içinde kimi hisler kımıldanıyormuş ama bunun parçanın kendisiyle mi yoksa o gençliğin hatırasıyla mı olduğunu bilemiyormuş. Acaba şimdiki gençler de mesela Enola Gay’i duyduklarında benzer hisler duyar mı? Mesela Bey, onun gençliğinden bir nesil önce yazılmış olan Leonard Cohen parçalarını duyduğunda hisleniyormuş. Bu Leonard’ın dehasına da bağlanabilirmiş.

Böyledir işte bizim bey…

Kızların süpermarkete gidip peynir, jambon filan alacaklarmış. O yüzden kesiyorum.

Yarın görüşmek üzere!

D.

Ananas
Veda kahvesi ve kekleri

Atina Günlükleri 14’ için 3 yanıt

  1. frisby23 25/02/2020 / 9:35 pm

    Yorumlarla ilgili sorunum var bazen yazım çıkmıyor. Son blog yazımı eşime okurken hatalarımı gördüm. Haklısınız. Sevgiler.

  2. Anonim 26/02/2020 / 9:26 am

    atina’ya gelesim varrrr! okudukça içim açılıyor, ışık doluyor…
    sevgilerimle…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s