“Fark etmek her şeyin başı. Öncelikle fark ediyoruz. Eda’yı o kadar küçük bir alana kıstırmamın nedeni, mecburen içine dönecek zorunda olmasıydı. Ancak o içe dönüş sürecinde ötekinin onayına ne kadar muhtaç olduğumuz fark ederiz. Yoksa bunu fark etmeden hayatımızı geçirebiliriz. İnsanlar bunu Eda’nın örneğinde olduğu kadar uç noktalarda yaşamasalar da kendi içlerine dönme pratiğini geliştirmeye başladılar, farklı farklı araçlar kullanarak. Bu pratik geliştikçe insan kendi ile kurduğu ilişkinin dinamiklerini net bir şekilde görmeye başlıyor. Ve o dinamikler görülmeye başladıktan sonra her şeyin kendi içimizden başladığını görüyoruz.”