Korona Günlerinde Kader

IMG_1117
Kasım ayında gittiğim Vaidyagrama Ayurveda Merkezi’nden

Herkese merhaba!

Hayırlı dolunaylar. Ramazan’ın tırmanış kısmı bitti, bundan sonrası rüzgarda yokuş aşağı bırakmak gibi bisikleti. Gökteki ay, bu geceden sonra küçülmeye yüz tutacak. O küçülürken biz de bir soluk alacağız. Bu hafta sonuyla, önümüzdeki haftanın ilk günlerinde göklerdeki durum biraz gevşeyecek gibi. Haydi, insanlık sık dişini.

Diyorum ama sıkılıyorum mu ben? Dişimi sıkacak bir şeyim var mı, ondan da emin değilim. Öyle alıştım ki halime! Geçen pazartesi Yunanistan’da sıkıyönetim kalktı. Sokağa çıkma yasağı kalktı. Şehri terk etmediğimiz sürece mahallemizden çıkabiliriz. Taksiler tekrar çalışmaya başladı ve toplu taşıma araçları. Sokaklarda arabalar belirdi yeniden. Parklarımız açıldı. Biz yine de temkinliyiz. Akdeniz halkı malum, sokağa çıktı mı öbekleşmeden duramıyor. Koşanlar yanınızdan kıl payı geçiyor, geçerken hapşuruveriyor. Biz de Bey ile beraber, iki günde bir, sadece bir saatliğine akşamları yürüyüşe, parkımıza inmeye karar verdik. İki balkon arasında geçen 40 günden sonra yürüyebilecek miyim, tekerlekli sandalyeyi itebilecek miyim, bunları hep göreceğiz.

Dün akşam Vedik Astroloji haritama baktırdım. Vedik Astroloji, Hindistan’ın geleneksel astroloji sistemi. Batı astrolojisi gibi işliyor,  doğum anındaki gökcisimlerinden gelen enerjisini kişinin karakterine ve hayatına etkisine bakılıyor. Vedik astrolojiye, yoganın da kozmolojisini belirleyen Veda’lar kaynaklık ediyor. Vedik kozmolojiye göre ruh aydınlanana kadar hayata tekrar tekrar gelir ve her bir yaşamdaki davranışları, tutumları bir sonraki hayatın karmasını belirler. Karmayı kader gibi düşünebiliriz. İlişkilerde örülür. Bu hayatta sorunlu veya dostane, ilişkiye girdiğimiz herkes ile önceki seferlerden kapanmamış bir hesabımız vardır  ve her bir yeni hayat hesapları kapatmak için bize sunulmuş imkandır. Bu kozmolojiye göre ruha karma yüküne uygun bir ana bana verilir.  (Ben, doğrusu “ruh aileyi seçer” hikayesini geleneksel metinlerin hiç birinde okumadım- ailemizi seçtiğimizi düşünmeyi seviyoruz, biliyorum ama Vedalar karmasına göre her bir ruha bir aile verildiğini söyler. Ruh’un pek bir seçim gücü yoktur, en azından önemli meselelerde.) Ruh’un görevi (dharması) ona verilen ilişkiler ağı içinde yeni karma üretmeden, eskileri yakmaktır. Her bir hayatı ne kadar az karmayla tamamlarsak, bir diğerine o kadar hafif ve rahat koşullar altında geliriz.

Bu da demek oluyor ki, bu kozmolojiye göre etrafımızdaki herkesle önceki hayatlardan tanışıyoruz. Kırık biten dostluklar, nefret ve hasetle ayrılan sevgililer, yüzünü şeytan görsün denen eski kocalar hepsi ve hepsi öncesinde de vardı, sonrasında da olacak. Karma yakmanın yolu bağışlamak ve kabul etmek. “Her şeyi, herkesi olduğu gibi kabul etmek” klişesi buradan geliyor. Bizim başımıza gelenleri de, etrafımızdaki insanların bize ve kendilerine davranışlarını da kabullenmek, dövünüp, öfke, nefret, ıstırap üretmeden serinkanlılıkla yolumuza çıkan taşların arasından yürümek. Kimi karmalar maalesef çok ağır. Bu ne demek, önceki hayatlarda fenalıklar mı yapmış kişi? Kİmisi öyle iddia ediyor. Ben emin değilim. Ağır karmalar (Bizim Bey’in hastalığı mesela) kişinin aydınlanması için ekspres yol olarak sunulmuş da olabilir. Öyle bir karmadır ki, değişmek zorundasındır. O değişim de seni Dharma’na taşır.

Vedik Astroloji, ne gibi yüklerle bu hayata geldiğine bakar. Karma ve dharma. Bu hayata ne getirdin ve buraya  ne yapmaya geldin? Bu hayata ne yapmaya geldiysek, illa ki onu yapacağız diye bir şart yok. Tatminsizliğimiz  de büyük ölçüde dharmamızdan uzak işlerle meşgul olmamızdan kaynaklanıyor. Böyle durumlarda bilen birinin harita okuması yolumuza ışık tutuyor.

Benim haritamda da daha en baştan çok seyahat edeceğim, yabancı ülkelerde yaşayacağım ve bir yabancı ile evleneceğim belliymiş. Annemle babam doğduğumda bu haritayı okutsalardı, tüm bunları bileceklerdi.  Önceki hayatlarımda hocalarıma sadık kalmışım ve iyi bir müritmişim. Çocukluğumdan beri hocalarıma aşkla bağlanmama şaşmamalı! Ve hoca aşkıyla derslerime çalışmama. Bir yanım (ketu) dünyevi hayattan elini eteğini çekmek isterken, diğer yanım hayatı milimetrik bir biçimde düzenlemek ve hep o düzenin içinde yaşamak istiyormuş (satürn). Çok mantıklı. Size de bir görünüp bir kaybolmam işte bu Ketu-Satürn birlikteliğinden. Dharmam insanlara maneviyata dair rehberlik etmekmiş. Bu açıdan yogaya ilk şavasanada sevdalanmam ve yuvamı bulmuş gibi hissettmem çok normalmiş. Hindistan’daki aşramın gurusu ile ustam Sundernath’ın ayrı ayrı zamanlarda söyledikleri gibi görevim kendi ülkemin insanlarına yoga öğretmekmiş. Bunu da bizzat tecrübe ediyorum. Başka ülkelerde defalarca yoga dersi vermeyi denedim. Ufacık bir topluluktan öteye sesim yetişmedi. Türkiye’de ise çabasızca buluştuk daima öğrencilerimle. Manyetik alan gibi birbirimize çekildik.

Karma meselesine gelince, benim için iş daima tanınma meselesinde düğümleniyor. Tanınma tutkum ayağıma prangaymış. Doğru. Başıma ne geldiyse dikkat çekmeye çalıştığımda geldi. Tanınma (recognition) tutkumdan vazgeçtiğim gün yollar açılacakmış. Üzerinde çalışacağım alan surrender- teslimiyet. Kendi doğrumu kabul ettirmeye çalışmaktan, benim performansımı etrafımdaki insanlardan beklemekten, sonra üzülüp kahrolmaktan, hocamın gözünde değerli miyim, kitaplarım ödül alacak mı, ingilizcede de basılacak mı, Orhan Pamuk tarafından okunacak mı diye düşünüp, dertlenmeyi bıraktığım gün o karma yanıp kül olacakmış. Astrolog Paula dedi ki, unutma sen sadece bir araçsın. Bilginin akacağı bir araç. Aradan çekillirsen bilgi senden akacak. Yeter ki kendini dahil etme. Pay çıkarma. Kahrolma. Sadece orada dur.

Hani bir yazı yazmıştım ya, Bir Pabuç Gibi diye, tastamam orada düşündüğüm şeyler aslında. Düşünmesi kolay tabii. Eyleme geçiniz. Karma eylem demek.

Bu harita okuması bana bir ışık oldu. Neden buradayız, hangi engelleri kaldırırsak parlarız, bunları hatırladık. Bizim Bey ile de ilgili bir şey söyledi Astrolog Paula, o da şu: Siz önceki hayatınızda anlaşmışsınız. Sen ona bakma sözünü vermişsin. Ve şimdi o sözünü tutuyorsun.

Kİm bilir bana ne büyük bir iyilik etti bizim Bey! Şimdi düşünüyoruz, acaba ne yaptı?

Şaka bir yana, bu yorum beni birden çok rahatlattı. Arada sırada beni yoklayan, ben neden evlendim, bir kadın neden evlenir, şimdi bekar olsam neler neler yapar, potansiyelimi nasıl da gerçekleştirirdim (o ne demekse artık!) gibi sorular bu bilginin içine çözündü, gitti birden. Sanki ona verdiğim sözü hatırladım. Öyle bir “tabi ya”, anıydı! Hayatın kontrolünün elimizde olmadığını hatırlamamanın özgürleştirici bir tarafı var.

Yani şunu diyorum sevgili okular, hayatımıza giren herkesin bu hayatta bir rolü var. Belaların, hastalıkların, kötülüklerin de. Yoga kozmolojisinde, içine doğup doğup öldüğümüz ve adına yaşam dediğimiz bu döngünün defalarda tekrarlanacağı söylenir. Bir tiyatro oyunudur yaşam. Ölünce kulise geçer, oyun arkadaşlarımızı rollerinden sıyrılmış halleriyle görürüz, sonra Yönetmen yeni bir oyun sergilemek üzere perdeyi açar ve biz aynı oyun arkadaşlarımızla yeni rollerimize soyunuruz. Oyunun sonuna kadar da gerçek zannederiz tiyatroyu. Sonra perde kapanır ve tekrar kulise…

fullsizeoutput_46c0
Bu yazının altına bu fotoğraftan başka bir şey koyamazdım. 1990. Lisedeki tiyatro oyunumuz. Mutluluğuma bakar mısınız!

 

Vedik Astroloji Haritama Paula Crossfield baktı. Dr. Robert Svoboda’nın asistanıyken tanıştık. O da Shadow Yoga öğrencisiymiş. Dünyanın iki ayrı ucunda, aynı kafada iki kadın. Tavsiye ederim. Bu da web sitesi : https://www.weaveyourbliss.com/

Unutmadan:

YAZ SICAĞI kitabımı okuyacağım seanslarımız dolmak üzere. Bu Pazar başlıyoruz. 4 hafta sürecek. Ben kitabı okuyacağım, sonra sohbet. Katılmak istiyorsanız lütfen bana kayıt için bir email atınız. sumandefne@gmail.com

 

 

 

 

 

Korona Günlerinde Kader’ için 6 yanıt

  1. Bahar 07/05/2020 / 10:57 pm

    Balık kardeşim iyi akşamlar.
    Vedik kozmolojiye ilginizi bilmiyordum.
    Hem şaşırdım hem de çok memnun oldum.
    Eşim yıllardır bu konuda beni eğitmeye çalışır .İyi bir öğrenciyim.
    Geçmişte yaşadıklarımızın bu dünya hayatımızın devamı olduğuna inananlardanım.
    Bir de anlaşma yapılıp gelme meselesi var ya, çok ilgimi çekiyor.
    Keşke tekrar karşılaşsak da bu konuları konuşabilsek.
    Yazınızdan çok etkilendim.
    Şansınız bol olsun.

  2. fatma 08/05/2020 / 10:57 am

    Görülen her şey iyileşiyor. ”Recognition” arzusuna ışık tutulan bu okumadan sonra gelen kitap teklifi de kainatın ne kadar ince, hızlı, duyarlı ve kusursuz olduğunun işareti değil mi ? ❤

    • Kalemtıraş 08/05/2020 / 3:38 pm

      Ne iyi dedin Fatma. Görünen her şey iyileşiyor. Bloğu yazdım. Bilgisayarı kapattım. Film seyrettik. (Bombshell) Sonra elime telefonu aldım, kaç kişi bloğu okumuş diye bakmaya… Ve o anda hatırladım: Önemli değil ki kaç kişinin okuduğu. Yazı çıktı. Şimdi senin işin yenisini yazmak… Recognition arzusunu pış pışlayıp uyuttum. Yorumun için çok teşekkür ederim ve daima yanı başımda duyduğum desteğin için de… Seni seven D.

  3. Olga karaatmaca 08/05/2020 / 3:43 pm

    Astroloji ile çok fazla ilgim olmamasına rağmen yazınızı çeok sevdim. Su gibi yazmışsınız yine. Yeni kitabınızı bekliyorum ❣️

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s