Sultanlar Gibi

Bu sabah bir heyecan içinde uyandım. Ay halinden dolayı yoga yapmadığım ve dersim de olmadığı için uyumuşum da uyumuşum. Saate baktığımda yelkovan ve akrebin açısı öyle yabancı geldi ki bir süre anlayamadım zamanı. Sekiz birşeymiş. Kahve çağırıyor, Albina Press çağırıyor. Sessizce yataktan süzülüp, hazırlandım, Kokia uyanmadan fırladım çıktım evden.

Bütün haftasonumuzu dipdibe evde geçirdik. Temizlik, çamaşır, sinema, yemek, örgü/internet ve sırt üstü gevezelikle geçen 48 saat sonrasında, ben değil Kokianın kendisi dedi ki, ”yarın sabah senin biraz gidip tek başına vakit geçirmen iyi olmaz mı?”

Haftasonu buradan bir ”heatwave” geçti. 40 derecelere çıktık, indik. Sabah havasında tropik bir koku o yüzden. Pasifik okyanusunun tuzları şehre taşınmış sanki. Bisiklete bindikçe binesim geldi. Kahveye geldiğimde bile doyamamıştım havayı solumaya.

Yanıma ”Yoga and the Quest for True Self” diye bir kitap almışım. İlk kahvemi içerken ona göz attım. Heyecanım arttı. İyi yoga kitabı bulmak zor iş günümüzde. Hem yogayı derinlemesine anlatacak, hem de modern dünyanın insanları ile ilişkisini işleyecek, hem de beni sıkmayacak kitapların sayısı bir elimin parmaklarını geçmiyor. Bununla birlikte ikinci elime geçebileceğim galiba.

Giriş bölümünü okurken kitabın, birden çok kuvvetli bir duygu sardı içimi. Bu hayatta çok şeyler yapacağım duygusu. Nasıl anlatsam? Siz canım dostlarıma yazdığım için utanmadan söyleyeceğim: zaferlerden zaferlere koşacağım duygusu sardı içimi. Bir ihtimal Kumru’nun son bloğa yazdığı yoruma pek duygulandığım için…Ya da Aylin taaa buralara Shadow Yoga çalışmaya için geldi diye.Ya da hayatlarına dokunduğum diğer öğrencilerimin mektupları sayesinde…

Uzun lafın kısası..
Bu sabah kendimi tahta yeni geçmiş sultanlar gibi hissediyorum!
İyi mi!

Sultanlar Gibi’ için 6 yanıt

  1. Çaglayan 16/08/2010 / 8:21 pm

    DefnecigimHayatina dokundugun insanlar o ordugun iki-ters-bi-duz ureyen kazaklar gibi sariyorlar seni yavas yavas, sevgiyle! (“ve de simsicak” diyemem burada da bitmez tukenmez bir nem+sicak dalgasi var, ter basar fikriyle bile) Bugun ben de icimde kocaman bir sukran duygusuyla geziniyorum. Hatta sabah yoga sonrası sukran sunma listem kabarik olacak diye dusunduydum az once–including you…

  2. Defne Suman 18/08/2010 / 11:19 pm

    Tabii ilki var, bir de ikincisi. Başka da yok.

  3. kafa açıyorsun 31/08/2010 / 7:42 pm

    yasiminim bu güzelim yazıda kahve miktarına takılan o beynini gözlerinle birlikte yirim.beyin yemek yararlı hem, saf protein :))Defne'ciğim ne güzel yazıyorsun, ne kadar içten ve olduğun gibi yazıların.. çok beğeniyorum seni. 😉

  4. Yildiz Ozturk 28/07/2011 / 7:43 am

    Benim de hayatima yaklaşık 1 ay önce dokundun. Nerede ratladim senin blogundan bahsedildiğine hiç anımsamıyoru ama adresini favorite’lerimin içine açtığım “kişisel başlıklı” klasörüme eklemişim. Dün bu klasöre bakarken hiç bir ışık yanmadı zihnimde.
    En iyisi buradahi hikayenin başladığı tarihe gitmektir diyerek arşivden 2008 Ekim’ini ve Aralı’ın ilk blog’unu okudum. Ve şu anda buradayım şimdi. Yani senin tam geçtiğimiz yıl bu zamanlar yazdığın yerdeyim…
    Tam yer yorum bırakmaya itti beni ama şimdi yine unuttum neden ve tam da ne diye yorum bırakacağımı 🙂 Du bir yaziya geri döneyim…
    Hah şu yoga kitabı ve bu dünyada çok çey yapacağın duygusu, kayatına dokunduğun insanlar… vs.
    İşte benim de hayatıma dokundun diye yazmak istedi.
    2004’ten beri yoga var hayatımda, ama sanki çook önceden bilinen bi sürü şeyi yeniden görmek, adlandırmak gibi bir şey bu…
    Çok yazmayayım, daha sanin bugününe gelecek 1 yıllık blog var önümde.
    Hoşçakal…
    Burada akşam 17.41 şu an, işten kaytarıp biraz daha okuyayım…
    Yıldız

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s