Koca Nedir?
“Koca Nedir?” için bir cevap
-
İnsan beyni gerçekten esrarengiz bir mağara. Yaşadıklarımızı bir fotoğraf albümü gibi kaydediyor. Ve geçmişi düşündüğümüzde hatırladığımız o fotoğraflar kabuklarımızı soymakta o kadar çok yardımcı olabiliyor ki. İşin ilginç yanı kaydedilmiş o fotoğrafların aslında en önemli anlar veya kırılma noktalarımız olmadığı. Neden o günü ve o anı, duygusuyla hatta bazen kokusuyla kaydetmişiz kim bilebilir ki? Mutlaka bir nedeni olmalı; hatta hatırlamalarımızın da …Son XX? (belki de 25 – 30) yıldır ülkemde yapılan evliliklerin hep zor olduğuna inanmışımdır. Dedelerimizin, onların babalarının vs. evlilikleri ve kocalıkları daha düz, daha tek kimlikli. O zaman erkek aslanmış. Dışarıda aslan gibi davranırmış yani avlanır (ailenin geçimini sağlar) ve ailesini dış tehditlerden korur (güvenliğini sağlar) ve eve geldiğinde de dönüşmeden, farklılaşmadan babasından, dedesinden içselleştirdiği bu “aslan koca” rolüne devam edermiş. İhtiyaçlarının karşılanması için çevresinde dönülür; yanında çocuk bile ağlatılmaz. Karı ise annesinden, anneannesinden içselleştirdiği kimlik ile evi çekip çevirir (aslında çoğunlukla kocayı da), çocuklarını büyütür vs. Günümüz kocalarına baktığımızda ise durum sahiden kaotik. Dışarıda yine aslan olması gerekiyor. Eve girdiği anda ise kendini kastre ederek yemeğe ve sofra kurulup kaldırılmasına yardım etmesi bekleniyor. Sonra da küçük çocuğu göğsünde uyutması kalkıp büyüğün derslerine yardımcı olması. Sonra haydi hop tekrar aslan olmak lazım. Niye mi? Hem kendinin hem de sevgilisinin duygusal/romantik ve cinsel doyumu aslan olmadan nasıl sağlanır ki? Sonra da sabah hazırlıkları, işe ve okula gidiş hazırlıkları için tekrar kedileşmesi gerekecek bir sabaha uyumak. Sonuçta koca için aslanlıkla kedilik arasında bu kadar hızlı devinebilmek mümkün mü veya daha önemlisi sürdürülebilir mi? Kişisel gözlemim ya babası ve dedesi gibi tutarlı olarak aslan kalıyor koca. Giderek daha çok ben merkezci hatta bencil oluyor. İyi sevgili rolünün üstesinden başarıyla gelse de yaşam ortaklığında ve babalıkta sınıfta kalıyor. İkinci seçenekte kocanın kendini ev içerisinde kastre ederek iyi bir yaşam ortağı ve babaya dönüşmesi ve tontiş tontiş “akraba” bir evliliğin sürdürülmesi. Bu koşulda koca ya kendini tamamen cansızlaştırıp bedelini 50’li 60’lı yıllarda ödeyeceği depresif bir yaşamı tercih ediyor ya da duygusal ve cinsel doyumu evlilik dışı ilişkilerde arıyor. Aslanlık ve duygusal kedilik dönüşümlerini sürdürebilen azınlık ise harika koca olmayı ve evliliklerini mutlu bir şekilde sürdürebilmeyi başarıyor:) Bizden sonraki jenerasyonun işi daha kolay olacak galiba. Bizlerin “Peki koca nedir?” , “Ama karım da …” soruları ve sorunlarını, tuğla üzerine tuğla koyarak çözümlememiz; olması gereken koca ile karı tanımına ulaşmamız çocuklarımızın da içselleştirdiği anne/karı ve baba/koca modellerinin daha doğru, mutlu ve sürdürülebilir olmasını sağlayacaktır.SevgimleKemal

Yorum bırakın