Son yazdığımda dolunaymış. Bugün ise yeni ay. Arada geçen iki hafta boyunca neler yaptım ki size bir satır bile yazmadım acaba?
Burada Neler Oluyor?
“Burada Neler Oluyor?” için 8 cevap
-
Siz de yaz günlerinizi anlattığınız yorumlar yazarsanız beni çok mutlu edersiniz dostlar!
-
yazayim Defne'cim: istanbul'da Agustos ayi, nem orani 96%. Disari cikip nadiren birseyler iciyorum ben de, hatta nadiren cikabiliyorum ama ertesi gun yasanan 'kuruma' olayina kimsenin tahammulu yok. Gecelerde uyku zor. Hayatimda ilk defa klima almaya sicak bakiyorum, hic bir fonksiyonum verimli calismiyor, ilk basta beyin olmak kaydiyla. Senin blogu okurken nasil ozendigimi tanrilar bilir. Moraller bozuk, hayat tatsiz, insanlar guzel degil. Kimsede tavirsiz kibarlik, saygi filan yok. Tavirlisina da raziyiz, ayrica. Sahsen yine gitme fantezileri icindeyim, sonuc bu. yine yaz ki baska turlusu oldugunu hatirlayalim.
-
Pardon yanlislikla sildim yazimi, geri koyuyorum :)Def'cim canim -benden yaz haberleri de soyle: NY da cok sicak. klimasiz hayat dusunulebilir gibi degil.Tezimin ilk “draft”ini 25 Agustos'ta teslim etmek uzer komitemle anlastigim icin, benim gecem ve gunduzum masa basinda geciyor. Ama Brooklyn'de guzel bi plaj kesfettik, arada oraya kaciyoruz. Soylemis miydim bilmiyorum, uzun suredir et ve tavuk yemiyorum. Ama hala nadiren kucuk balik yiyorum. Kendimi cok iyi hissediyorum, beni bu kadar iyi etkiliyceni tahmin etmemistim dogrusu. Kisin yoga da yapmaya baslamistim ama epeydir yapmiyorum yine. Iste arada kosuyorum ve yuzuyorum. Bisikletimin gidonunu degistirttim, simdi one egilmeden duz oturarak binebiliyorum cok mutluyum 🙂 Eylul'de ders vermeye basliyorum, ama daha once vermistim bu dersi, o yuzden cok fazla hazirlik yapmama gerek yok. Bu arada ref. mektubu yazdigim 3 ogrencim, istedikleri programlara girdiler, valla onlar kadar sevindim. isye boole, simdilik…ha bi de gecenler de Inception'i seyettik, heralde herkes seyretmistir artik ama gormediysen tavsiye ederim. en azindan gorsel olarak tatmin edici.bol bol yaz lutfen, cok iyi geliyo!
-
yaz milano'da bir tuhaf…4 gundur yagmur seller goturuyor ve soguk…eger iklimin tuhafligina takilmazsam cok mutluyum bu havadan, daha rahat konsantre oluyorum…buraya gelmek icin aldigim TL kredimi, is ararken odemeye devam edebilmek icin burada bir cafe/barda garsonluk yapiyorum…bu agustos ayi tum is arkadaslarim tatile gittiginden sabah saatlerine de bakmaya basladim, gunde 13 saati buldu gectigimiz bes gun..cok ama cok yoruldum ama neyse ilk kisim bitti..simdi 4 gun tatil, sonra tekrar basliyor, neyse ki bu sefer sadece gunde 8 saat…isyerinde tibetli, brezilyali ve bangladesli arkadaslarim var..bazen beni o kadar kendilerinden sayiyorlar ki, mutfakta arjantinli bana asik olan ascimiz antonio ile neden sevgili olmak istemedigime hic anlam veremiyorlar..ayni sekilde 22 yasindaki brezilyali monica, gecenin 4unde milano'nun haliyle aksamustunden itibaren kapanmis halk havuzuna gizlicene girip heyecan yasayacaklari maceraya katilmak istemedigimi saskinlikla karsiliyor…monica ben 35 yasindayim artik diyorum, cevap olarak..hos 22 yasinda olsam da katilmazdim ayri, bunlardan keyif alan bir genc olmadim hic…ama ayni saskinlik gece bar'in 3te kapanmasindan sonra yakindaki parka kadin-erkek hep beraber futbol oynayamaya gittiklerinde benim sadece seyirci olarak katilmama bozulmalarla devam ediyor ki ben o an sadece ve sadece yatagimda olmak istiyorum…veya sadece bir kez gidebilmeyi becerdim, sabah 7ye kadar samba yapmaya, tekrarlanan israrlara boyun egerek..bu ortama uyum ve kendi isteklerim arasindaki dengeyi bulma durumu beni epey yordu…artik neslihan kendi ortamini bir bulsan iyi edersin sesleri icimde yukseldikce yukseldi bende beni kendi hayatima baglayacak is arayislarina yeniden odaklanacagim tatile keyifle basladim…bu beni rahatlatiyor..hatta 2,5 senelik erkek arkadasimdan henuz ayrilmis olmanin huznunu bile unutturabiliyor..bir iki kitap da alindi okunacak…yarin da bir iki exhibition..bir arkadasim sey demisti bana: “neslihan hayati hep simdi baslayacakmissin gibi yasiyorsun, ne zaman baslican allah askina ?”..aklima geldikce guluyorum…aslinda onemli bir dilemma'ma parmak basiyordu bunu derken..ya boyle..su inception'i cok merak ediyorum..burada sadece bir iki sinemada ingilizce film gosteriliyor, yoksa hepppssii italyanca dublaj ! hem dublaj hem italyanca altyazisi olsa idare edecegim ama sadece dublaj yakalayamiyorum, italyancam o kadar iyi degil henuz.senin yazilarini hevesle bekliyorum, kesinlikle cok iyi geliyor bana da..iyiki varsin sevgiler kocaman(cok uzun oldu, burada pek bir ozledim arkadaslarla sohbeti ondan oldu defne)
-
Neslihan Akman lütfen bana ulaşabilir misin? Sana Anita Sanesi’den bir mektup var. egekin@gmail.com
-
-
Defnefcim, gerçekten de yazıların insanın içini açıyor. Zira Petek'ten gelen yorumda göreceğin gibi İstanbul'un hali tam da anlattığı gibi. Herkes sabırla(!) yaz sıcaklarının bu anormal halinin geçmesini bekliyor insan gibi yaşamaya dönebilmek için. Tatil rotaları bile değişti. Misal biz 10 gün sonra Norveç'e gidiyoruz, son sıcak dalgası geçip gittikten sonra İstanbul'a dönme ümidiye… Serin yazılarını okumak her zaman keyifli. İstek: bu aralar biraz daha battaniye-sabah serinliği-havanın ferahlığı mevzularına değinir misin :)öperim çok çok bir sürü bir sürü
-
Defnecim, Keyser Söze:http://en.wikipedia.org/wiki/Keyser_S%C3%B6ze
-
Defneciğim, Bu leziz blogu atlamışım. Ne mutlu bana sonucu ile birlikte, ikisini üst üste okudum sabah sabah. Anladiğim şu ki, sen oralarda “yatsı” okunmadığı için artık erken yatmıyorsun :)Bana gelince, Ağustos ayında yaptığım en keyifli şey Topkapı müzesi bahçesinde (TAM kapının önü) ve Arkeoloji müzesinde düzenlenen “Ramazanda Caz” konserlerinden bazılarına gitmek oldu. Önce eski şehrin pırıl pırıl minareleri arasındaki mahyaların siluete kattığı güzelliği seyrederek (bazen de iftar topunun sesiyle) konser mekanına varış; mekanda bir “iftar yemeği” açık büfesi kuruluyor. Oradan buz gibi çocukluğumun limonataları tadındaki limonatamı alıp yerimize kuruluş ve Tunuslu Anuar Brahem (bildiğin Enver İbrahim) misali doğu-batı harmanı müziği dinlemeye geçiş…İşte sana İstanbul'dan diğerlerinin yazdığından farklı bir manzara…çok çok sevgiler gönderiyoum; hani yukarıya koyduğun fotodaki çiçekler gibi rengarenk ve bol.

cinburcu için bir cevap yazın Cevabı iptal et