Şeker Olayı

Kufeta
Foto:Aisha Harley

#glütensizşekersizkırkgün

Gün 3

Bugün şekerden bahsedecektim ama sonra baktım zaten okurların çoğu bu konuda epeyce bilgili. Üstelik şekersiz beslenme  bir çoğunuz tarafından uygulanan bir şey anladığım kadarıyla. Yani bu kulvarda acemi olan benim.

Yine de bildiğim azıcık şeyi buraya aktarayım. Siz de lütfen yorum olarak kendi bildiklerinizi ekleyin.

Şeker (beyaz şeker, esmer şeker, fruktoz, meyve şekeri, kuru meyve, meyve suyu, şurup, stevia, agave ve aklıma gelmeyen diğer organik ve sentetik tatlandırıcılar) metabolizma bozukluklarından, madde bağımlılığına, diş çürüğünden kansere, bkinlikten depresyona, kadar pek çok rahatsızlığın sebebi olarak gösterilebiliyor. Modern insanın şeker bağımlılığı başlı başına bir araştırma konusu  -ki bu konuda yapılmış pek çok araştırma var- ve son iki yüzyılın artan hastalıklarının arkasında (auto-immune hastalıkları, kanser, şeker, kalp ve damar rahatsızlıkları) ihtiyacın çok ama çok (çooook) üzerinde şeker tüketmemizin yattığı söyleniyor.

Bazı doktorlar şekeri nikotin ayarında bir zehir olarak tanımlıyorlar. Hatta ABD’nin çeşitli eyaletlerinde şekerli gıdaların paketine “şeker sağlığa zararlıdır” yazılması konusunda mücadele veren çocuk doktoları bile var. Kimi araştırmalar da kanserin özellikle çocuklukta tüketilen şekerle bağlantılı olarak gelişebildiğini gösteriyor.

Benim ilgimi çeken bir başka araştırmada da şeker bağımlılığı için modern insanın bir numaralı bağımlılığı söyleniyordu. Yani insanın en zor bırakabildiği şey -sigara, alkol, uyuşturucu madde değil- şekermiş! Aynı araştırma hayatlarının ilk dört yılında şekeri tadan çocukların ileriki yaşlarında sigara, alkol ve madde bağımlılığına daha yatkın olduğunu göstermişti.

Yani hani derler ya, sigara içiyorsanız ne yaparsanız yapın sağlılklı yaşayamazsanız, bu verilere bakarak aynı şeyi şeker için de söyleyebiliriz. Spor da yapsak, kilomuzu da muhaza etsek, organik ve temiz gıdalar almaya da özen göstersek şekeri kesmiyorsak sağlıklı bir sisteme kavuşamıyoruz.

Ama bütün bunların ötesinde benim merak ettiğim ve bu kırk günlük şekersiz hayata heves etmemi sağlayan nokta şekersiz yaşayan insanların rapot ettikleri dengeli duygusal haller. Şekerin ruh halimiz üzerinde acayip bir etkisi var. Kendimizi neşeli ya da öfkeli hissetmemizi bile düzenliyor. Ve sizin de bildiğiniz gibi öfkenin egemenliği altına giren zihin dünyayı bir başka görüyor, neşenin egemenliği altındaki zihin bir başka. Aslında dünya değişmiyor. Hep aynı. Kötüyle iyinin karışımı bir yer.

Ben de son zamanlarda çok sık  öfkeleniyorum. Memleket meselelerine bağlamak kolay tabii bu öfkeyi ama yeterli değil. Daha başka bir şey var ve tek tabi ki tek başına şeker bırakmakla çözülecek bir şey değil öfke ama sabahları efkarlı, öğlen öfkeli, öğleden sonra isteksiz ama akşama pür neşe  dolaşmam sadece memleketle ilgili de değil. Başka bir dengesizlik de mevcut.

Şekersizlik mi çözecek bunu? Bilmiyorum. Denemeden bilemem. Bir de yorgunum. Fazla bir şey yapmadığım halde yorgunum. Ona da çare olur mu acaba? Deneyelim görelim.

Bir de kilo meselesi var…!

Buna da yarın geçelim.

Siz nasılsınız? Nasıl gidiyor?

 

Şeker Olayı’ için 13 yanıt

  1. Qunegond 01/08/2016 / 9:21 am

    Şekersiz, glütensiz ve hayvan proteinsiz beslenmeye başlayalı neredeyse 2 sene olacak, tam olarak 1 sene 8 ay oldu. 80 kg başlamıştım ve günlük olarak panadol, pantpas, talcid, advil, levotiron ve neredeyse 2 ayda bir antibiyotik kullanıyordum çeşitli arazlardan dolayı şu ilk hafta tüm ilaçları kestim hala da kullanmıyorum şu an 56-57 arasında bir kilodayım, hiç bir yerim ağrımıyor, sızlamıyor vs… baklava, kek, browni, kaymaklı tatlı, dondurma ihtiyacım hayvan proteini, gluten ve şeker’i keser kesmez kalmadı. Ama yerine her gün bir miktar baklagil, nohut, mercimek, fasülye az miktar da olsa bazen canım istediği için çok kaçırdığım oldu, basmati pirinç, patates ve kinoa unundan lavaş ekmeği koydum. Hala dışarıda kaldığım ve hiç bir şey bulamadığımda patates kızartması ve çoban salatası yerim. Özellikle de yurt dışına gittiğimde. Bol bol çiğ sebze meyve. yediğim karpuz ve kirazın haddi hesabı olmaz zaman zaman.
    Unuttuğum bir şey de safra kesemde taş vardı ve ağrı krizleri olurdu zaman zaman yağlı yemesem de hiç kalmadı, yanımda hep buscopan plus ve iburufen ile gezerdim. 2 seneye yaklaşacak bir tane hap bile almadım. Ara sıra bir takım tohumlar da tüketiyorum, bol çekirdekten çekilmiş filtre kahve amerikano içiyorum, siyah çay hiç yok, ara sıra bitki çayları, yeşil çay vs… üşenmez de yaparsam her akşam her sabah olmadı haftada en az 2-3 kez çiğ meyve ve sebze suyu tüketiyorum. Özü bu ve hayatım değişti diyebilirim. Bal bile şu an midemi bulandırıyor ki en sevdiğim şey ekmeğin üzerine soğuk tereyağ ve üzerine çam balı koymaktı ya da akşamları aynı sistem ama bal yerine nutella koyardım, ilk günden itibaren nasıl vazgeçebildim bunlardan bilemiyorum. Şimdi geriye baktığımda baklagillerin özellikle de mercimek ve nohutun iyileştirici özellikleri olduğuna inanıyorum. Hepinize sağlıklı beslenmeler dilerim.
    Bir unuttuğum ilaç da depresyon için her yerde peynir ekmek gibi kullanılan cipralex ve türevleri, kaç kere bıraktıp bir kaç ay sonra ağlayarak koşup eczaneden tekrar aldığımı hatırlarım ve uzun zaman kullandığım şey artık yarım gram ihtiyacım yok.

    • Kalemtıraş 02/08/2016 / 1:58 am

      Bravo size! Hayranlıkla okudum yazdıklarınızı. Darısı nice dostun başına.

      • Qunegond 02/08/2016 / 10:52 am

        evet darisi nice dostun başına, aslında bravoluk bir şey yok ilk iki günden sonra her şey çorap söküğü gibi gitti hayatım yavaş yavaş ama kökten değişti ve bu değişiklik sadece dış görünüşte değil içte başladı asıl ve içten devam etti dış görüntü sadece bir yansıma bunu çok iyi algıladım. bazen geriye dönüp baktığımda ama ben bunları nasıl yaptım diyebiliyorum, başlarken tek emin olduğum şey herkesin söylediği gibi aşırı yediğim, hareket etmediğim için kilo aldığım ve sağlığımın bozulduğu değil tam tersine asıl bir şekilde nasıl hala bilmiyorum sağlığım bozulduğu için kilo aldığım durmadan yediğim ve hareketlerimin kısıtlandığına olan inancım oldu beni dürten. arayışlarımı bu yönde yaptım, sanırım bu yüzden hiç bir diyetetisyenin, 4 tane gittim bayaa da tanıdık bilindik, bana yardımcı olamadığını düşünüyorum, neyse derin konular, tez yazabilirim üzerine 🙂 darısı herkesin başına

  2. Qunegond 01/08/2016 / 9:31 am

    Ek yapayım dedim, insanoğlu kendini iyi hissedince başından neler geçtiğini unutuyor ve sanki hep böyle iyi olmuşmuş gibi geliyor ya da bendeki durum bu. En zor geçen hemorroid sorunum oldu. 1 seneyi buldu damarların iyileşmesi, bu yüzden geçen yaz nightshades adı altındaki yaz sebzelerini yiyemedim ki bunlar en sevdiklerimdi: domates, patlıcan, biber, bazı bazı patates, kabak ve kiraz… kirazı az da olsa kaçırdım geçen sene, ama bu yaz bu sebzelere bulandım hala da bulanıyorum 🙂 Yine damar sorunu varis başlangıcı bacaklarda ince damar çatlakları olur ya, dizlerimin içlerinde vardı onlar ilk 8-9 ay içinde silindi ama basur en uzun süreni oldu, çenem düştü 🙂

    • Kalemtıraş 02/08/2016 / 1:59 am

      Bunları facebook sayfamızda da paylaşır mısınız? O kadar kıymetli bilgiler ki herkes okusun istiyorum.

      • Qunegond 02/08/2016 / 10:54 am

        sevgili kalemtıraş bu bilgileri beni tanıyan gören kendi bloguma sayfama giren herkes biliyor, aslında bu bilgiler internet ortamında da var, türkçeye çevrilmiş kitaplar bile var artık, sanırım derdine gerçekten çare arayan bilgiye ulaşmanın yolunu buluyor 🙂

  3. Gülter devrim kaki 01/08/2016 / 10:06 am

    Dün sadece yoğurtlu avokado salatası yedim 1 bardakta green juice içtim kabak acur salatalık ve yarım elma tabiki mahvoldum:) başka birşey yemememin sebebi yiyebilmek için kalkamamamdı.korkunç bir başağrısı ve mide bulantısı… Ben daha cok bunu toksinlere bağladım ama bilemiyorum:) neyse bugun iş başı hala biraz sıkıntılıyım öğlen yemekten sonra tekrar bir bakacağım kendime:))

    • Kalemtıraş 02/08/2016 / 2:00 am

      Belki de çok fazla çiğ yemişsinizdir. Çiğ yemek bende de baş ağrısı ve halsizlik yapar.

  4. ebruebru 01/08/2016 / 7:48 pm

    Ben de tam tatlı diyetine başlamıştım ki senin yazını gördüm 😊. Şeker ve becerebilirsem Gülten yolunda seni leyin. Çok sık seyehat ediyorum hafta 2-3 gün ist. Kalan günler izmir.hafta sonu hep bir yerlerdeyiz. Senin diyetinde alkol olacak mı? Şeker için soruyorum.

    • Kalemtıraş 02/08/2016 / 2:01 am

      Alkol için bir kısıtlama getirmedim kendime ama zaten öyle az içerim ki. Yani ayda bir bardak roze şarap yazları o da. Onu artık kişinin iradesine bırakıyorum.

      • Qunegond 02/08/2016 / 11:03 am

        alkoldeki sorun tüm alkollerin içinde glüten içeren tahıllar olması ya da fıçıların ki nar ekşisi, balzamik sos dahil yalıtımı için yapıştırıcı olarak glüten bazlı tahılların kullanılması, glutensiz ve vegan label’ı olan tek içki Jameson irlanda viskisi başta sadece bunu içtim ama sonra fark ettim ki alkol de bazen azı bile bazen de sadece fazlası kişinin bağışıklık sisteminin gücüne ve sağlığına göre değişiyor, bağırsak florasını aynı antibiyotikler gibi tamamıyla yok ediyor, kötünün yanında iyi de yanıyor. şimdilik benim bağırsak floram hala çok hassas. o yüzden zaten az içerdim, alkolü tamamıyla kestim, ileride ne olur bilemem ama her geçen gün vucut kendisini, eğer beslenme ile olanak verilirse, tamir ediyor. dışkılar yabana atılmayacak kadar önemli aslında bunu da algılamak iyi oldu 🙂

        Son bir gelişme depresyon durumuna iyi gelmesi geçtiğimiz mayıs ayında nörobilimcilerin lenf sisteminden direkt beynin içine giden damar yollarını kesfetmesiyle bilimsel olarak da kanıtlandı. Yani immun sistem iyiyse her şey iyi, immun sistemin iyiliği de bitkilerde, sebze ve meyvelerde, tohumlarda, köklerde, bu 1 sene 8 aylık maceramda kısaca bunu anladım. Yoga ve öğretilerine bulaşmam da bu sayede oldu. Temeline inildiğinde işin çok basit olduğunu anladım. Darisi herkesin başına, yoga iyi bir şeymiş, sadece hareket etmekten ibaret sanırdım eskiden 🙂

  5. Aysima Brokx 02/08/2016 / 1:06 pm

    Anneannelerimizin yaşam tarzı,şimdilerde pek moda.sevgiler….

  6. raifekutlaymakeuplover 18/02/2017 / 6:56 pm

    Katılıyorum şeker hem sağlığımız için kötü bir besin ya da yememekten kaçamadığımız lezzet haline geldi.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s